Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2158 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 19956 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: İzmir 5. İş MahkemesiTARİHİ: 27/10/2008NUMARASI: 2008/82-2008/626Davacı, isminin S. Olduğu halde Kurum kayıtlarına S., 10.10..1958 olan doğum tarihinin de 1957 ve 1960 olarak yanlış yazıldığından, kayıtların nüfus kaydına göre düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, ön adı S. Olduğu halde SSK belgelerinde S. Olarak ve 10.10.1958 olan doğum tarihinin de 1957 ve 1960 olarak geçtiğinden SSK belgelerinin nüfus kaydına göre düzeltilmesini istemiştir.Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verilerek, bozma öncesindeki gibi istemin kabulüne karar verilmiştirBu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için Sosyal Sigortalar Kurumunda ve işveren yanında bulunan prim bordroları ile davacının imza ve fotoğraflarını içeren işe giriş bildirgeleri, ücret tediye bordroları getirtilerek imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı konusunda benzerlik incelemesi yaptırılmalı, davacıya yakından tanıması gereken işveren, müdür, şef, ustabaşı, çalışma arkadaşları gibi işyerleri kayıtlarında yer alan tanıklar dinlenmeli, nüfus kaydı celbedilip giriş bildirgelerindeki nüfus bilgileri ile karşılaştırılmalı, farklılıkların sebepleri araştırılmalı, deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden 10.03.1976 tarihli işe giriş bildirgesi ile N.Z. işyerinden Z. Oğlu, 1957 K. Doğumlu S.C.’ın, 08.11.1976 tarihli işe giriş bildirgesi ile N.Z. Işyerinden Z. Oğlu, 1960 K. Doğumlu S.C.’ın, 02.05.1977 tarihli işe giriş bildirgesi ile S.Z. Işyerinden Z. Oğlu, 1960 S. Doğumlu S.C.’ın ve 20.10.1977 tarihli işe giriş bildirgesi ile de Y. -İ. Koll. Şti. işyerinden Z. Oğlu 1958 K. doğumlu S.C.’ın işe girişi ve çalışmalarının bildirildiği, davacının ise H.'den olma Z. oğlu, 10.10.1958 S. Doğumlu, K. Ili S. ilçesi, Ş. Mah-Köy Cilt no .., Hane no ..'da kayıtlı S.C.olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bozma sonrası kurumdan dönem bordroları getirtilmiş ve dinlenen ve ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar N.G.ve B.T.’ın davacıyla birlikte bu işyerinde çalışmasına ilişkin dönem bordrolarında bildirimlerinin bulunduğu görülmekte ise de; ayrıca 10.03.1976, 08.11.1976, 02.05.1977 ve 20.10.1977 tarihli işe giriş bildirgelerinde geçtiği gibi adı S. doğum tarihi de 1957, 1958 ve 1960 olan davacıyla aynı isim ve soy isminde başka bir şahsın olup-olmadığı usulüne uygun olarak nüfusa kayıtlı olduğu yer nüfus müdürlüğünden sorulmamış ve buisimde kişi veya kişilerin bulunup bulunmadağı zabıta kanalı ile araştırılmamış, alınacak medarı tatbik imzalarla işe giriş bildirgelerindeki imza üzerinde usulüne uygun bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.Bu hususlar uyulan bozma kararında açıkça belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.Yapılacak iş; davacıya ait ve nüfus kütük bilgilerinden adı ve doğum tarihi farklı yazılan 10.03.1976, 08.11.1976, 02.05.1977 ve 20.10.1977 tarihli işe giriş bildirgelerindeki imzaların, davacı tarafından daha önce imzalanmış olabilecek; seçim müdürlüğü, askerlik şubesi başkanlığı, evlendirme dairesi, adliye, banka, elektrik, su, telefon abonelikleri, noterlik gibi kurumların kayıtlarının celbedilerek temin edilecek imzalarla ve alınacak tatbiki medar imzalarının karşılaştırılarak aynı el mahsülü olup olmadığı, davacıya ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor almak, ayrıca kayıtlı olduğu nüfus müdürlüğünden adı S. doğum tarihi de 1957, 1958 ve 1960 olan davacıyla aynı isim ve soy isminde başka bir şahsın olup-olmadığını sormak, bu konuda zabıtaca araştırma yaptırmak ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, Davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.