Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21568 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1136 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Bakırköy 2. İş MahkemesiTARİHİ: 17/11/2006NUMARASI: 2004/323-2006/1477Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde çalışırken 8.8.2002 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, sigortalı davacıyı zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı işverene dava dilekçesi ve davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 73. maddesi hükmüne göre Mahkeme Yasa'da gösterilen belirli durumlar ayrık olmak üzere, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasa uygun şekilde davet etmeden hükmünü veremez.Davacı vekilinin 1.4.2004 tarihli dilekçesi dikkate alınarak davalı işverene 7201 sayılı Yasa'nın 35. maddesi uyarınca 18.9.2004 tarihinde yapılan tebligatın, 20.12.2004 tarihli polis raporuna göre, davalı işverenin adresten taşınması sebebiyle iade edilen 25.2.2004 tarihli tebligatta yazılı adrese yapılmış olması, aynı adreste SSK müfettişliğince 7.10.2003 tarihinde yapılan incelemede işyerinin kapalı ve boş olduğunun belirtilmesi, davacı vekilinin dilekçesine ekli tebligat tarihininde 26.11.2002 tarihli olup önceki bir tarihe ait olması karşısında usulsüz olduğu ortadadır. Öte yandan Mahkemece Halkalı Vergi Dairesinden gelen 2.12.2005 tarihli yazıdaki farklı adresin dikkate alınmadığı gibi ayrıntılı adres araştırması da yapılmadığıda anlaşılmaktadır.Davalı işverene Anayasa'nın 36. maddesinde de açıklanan savunma hakkının kullanabilmesi için dava dilekçesi ve davetiyenin mahkemece Tebligat Yasası ve ilgili Tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Mahkemece kamu düzenine ilişkin bu yön göz ardı edilerek usulsuz tebligat ile taraf teşkili yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diger itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına , 3.12..2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.