Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Bolu İş MahkemesiTARİHİ : 08/01/2015NUMARASI : 2010/316-2015/3Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 209.126,35 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun kabul edildiği, sürekli iş göremezlik oranının SGK Maluliyet Daire Baş. Raporunda % 26.2 olduğunun belirtildiği, bu rapora karşı 16.06.2011 tarihli duruşmada davacı vekilinin tespit edilen maluliyet oranına bir diyecekleri olmadığını beyan ettiği, davalı vekilinin ise itiraz ettiği ve davalı itirazı üzerinde dosyanın SGK Yüksek Sağlık Kurulu'na gönderildiği, sürekli iş göremezlik oranının Yüksek Sağlık Kurulunca değişmeksizin % 26.2 olarak tespit edildiği, bu rapordan sonra 16.02.2012 tarihli duruşmada davacı vekilinin YSK tarafından gönderilen rapora bir diyecekleri olmadığını ve maluliyet oranının kesinleştiğini beyan ettiği, davalı vekilinin ise YSK tarafından belirlenen maluliyeti kabul etmediklerini ve Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasını talep ettiklerini beyan ettiği, davalı vekilinin itirazı üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi'nden alınan raporda sürekli iş göremezlik oranının % 40 olarak tespit edildiği, davalı vekilinin bu rapora da itirazı üzerine Adli Tıp Genel Kurulu'nca sürekli iş göremezlik oranının değişmeksizin % 40 olarak tespit edildiği, Mahkemece maddi ve manevi tazminatların % 40 sürekli iş göremezlik oranına göre tespit edildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir..../...Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.Somut olayda, davacı vekilinin 16.06.2011 ve 16.02.2012 tarihli duruşmalarda Kurumca belirlenen maluliyet oranına bir diyecekleri olmadığını beyan etmesi sonucu bu rapor ile tespit edilen % 26.2 sürekli iş göremezlik oranının davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınmadan, Mahkemece maddi ve manevi tazminatlar için Adli Tıp Kurumunca belirlenen % 40 sürekli iş görmezlik oranı hükme esas alınarak sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş; davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacının maddi ve manevi zararlarının tespit edilmesinde Kurumca belirlenen % 26.2 sürekli iş göremezlik oranının esas alınarak, bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.