Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21432 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17754 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, murisinin davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının ödeme emirlerinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Uyuşmazlık öncelikle, 6100 s. HMK'nın 'Dava şartları'nı düzenleyen 114/1-ç maddesi gereğince yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde yer alan "İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılmaz" hükmü ile işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin kesin yetki kuralı düzenlenmiş olup Kanun'un 1/B bendinde "İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar" hükmü doğrultusunda 5510 sayılı Kanun'dan kaynaklanan davalar İş Mahkemesinde görülmekle birlikte Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanun'da açık bir düzenleme bulunmamaktadır.5521 sayılı Yasa'nın 15. maddesinde bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 447/2.maddesine göre "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır" hükmü gereğince genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında 6100 sayılı HMK'da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması ve bu doğrultuda uyuşmazlığın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 14. maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerekir.HMK'nın 14/1. maddesi uyarınca "Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. Gerek 506 sayılı Kanun m. 80/7 hükmünde, gerekse 5510 sayılı Kanun m. 88/19 hükmünde; 6183 sayılı Kanun uyarınca tahsili gereken kurum alacaklarıyla ilgili uyuşmazlıklarda, yetkili mahkemenin, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi olduğu kabul edilmiştir. Maddelerde belirtilen özel yetki kuralı, kesin yetki niteliğindedir. Ancak, belirtilen kesin yetki kuralının uygulanabilmesi için; önce 6183 sayılı Kanuna göre takip yapılması, sonra uyuşmazlığın bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olması gereklidir. Somut olayda, davacıya davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Kanun'a göre yapılan bir takibin bulunduğu açıktır. 6183 s. Kanun gereğince çıkartılan davaya konu ödeme emirlerinin ...Sosyal Güvenlik Merkezi ünitesince çıkartıldığı ve ...İlçesi'nin ... Adliyesi adli sınırlarında bulunğu anlaşılmaktadır. Davada dava şartlarından olan kesin yetki kuralı bulunduğundan, yetkisiz mahkemece yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece bu hususlar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.