Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21417 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 18727 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Biga İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/05/2005NUMARASI: 2004/66-2005/33Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir.Davaya konu çeltikler, 04.10.2004 tarihinde borçluya bizzat ödeme emri tebliğ edildiği adreste ve borçlu huzurunda haczedilmiş olduğundan, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçlunun sayılır. Davacı üçüncü kişi, borçlunun oğlu dava dışı M. T.’e ait işyerine (haciz mahalline) çeltiğini depolamak maksadıyla koyduğunu iddia etmiştir. Borçlunun oğlu dava dışı M.T., icra dosyasına haciz mahalline ilişkin 01.10.2004 tarihli vergi kaydı sunmuşsa da, borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan bu kayıt alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu gibi halen haciz mahalli bizzat borçlu tarafından işletilmektedir. Bu durumda bu kayda itibar olunamaz.Davalı üçüncü kişi, delil olarak kantar fişleri ibraz etmişse de, takip tarihinden sonraki tarihi taşıyan, haczedilen eşyalara ilişkin olduğu anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davacı üçüncü kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Öte yandan, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte değildir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalı (Alacaklı)'ya yükletilmesine 29.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.