Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21408 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11614 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davalılardan ... hakkında açılan davanın reddine, 109.685,86 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince duruşmalı, davalılardan ...ile ... vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01/12/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... geldi. Davalılar ile ihbar olunan adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava 19.11.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece kusuru bulunmadığından davalılardan ...’e yönelik davanın reddine, davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile ... dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmişse ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılardan ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyizin kapsam ve nedenlerine göre maddi tazminatın belirlenmesi ile ... dışındaki davacılar bakımından manevi tazminatın takdirine ilişkin yerel mahkeme kararı isabetlidir. Ancak davacı ... yararına manevi tazminatın takdiri ile davanın reddi ve kısmen reddi nedeniyle davalılar yararına avukatlık ücretinin tayininde hataya düşüldüğü anlaşılmaktadır.Davacıların çocuğu, kardeşi, torunu olan Erdal Kızılaslan’ın ün öldüğü iş kazasında sigortalının % 20 davalı işveren ve üçüncü kişilerin ise toplam olarak % 80 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez. Bu ilkeler gözetildiğinde davacı kardaş ... yararına hüküm altına alınan 10.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır. Ret vekalet ücretine yönelik temyize gelince: Bir davada tarafların davacı ya da davalı sıfatına haiz olup olmadıkları, taraflarca yargılama sırasında ileri sürülebileceği gibi, dosya kapsamından anlaşılabiliyorsa mahkemece de kendiliğinden göz önüne alınması gereken hukuki bir durumdur. İş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak davacı ile davalı arasında, sözleşmeye, haksız fiile veya kanuna dayanan bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Böyle bir ilişki yoksa veya borç ilişkisi davacı ile üçüncü kişi arasında ise, böyle bir borç ilişkisinde taraf olmayan kişiye yönelik davanın sıfat( pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Somut olayda davalı ...’in kusurunun bulunmadığı giderek anılan davalıya yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 7/2 maddesinde “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı” düzenlenmiştir. Diğer bir deyişle davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, tarifenin 12. maddesinin uygulama yerinin olmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca davalı ... yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesindeki düzenlemeye aykırı biçimde, maktu ve tek avukatlık ücreti yerine, reddolunan maddi ve manevi tazminat talepleri üzerinden nispi avukatlık ücreti takdiri isabetsiz olmuştur. ... dışındaki davalılar yararına takdir olunan ret vekalet ücretlerine gelince; Mahkemece davalılardan her biri yararına maddi tazminatın reddolunan bölümleri üzerinden ayrı ayrı ve manevi tazminatın reddolunan bölümü üzerinden ayrı ayrı ret vekalet ücretine karar verildiği görülmektedir.Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 3/2 maddesine göre “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” Somut olayda davalılar ..., ..., ... ile ... bakımından ret nedenlerinin ortak olduğu açıktır. Hal böyle olunca tarifenin 10/4 ve 13. Maddeleri dikkate alınarak reddolunan maddi ve manevi tazminatlar üzerinden tek vekalet ücreti yerine davalılardan her biri yararına ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, davacı ... yararına manevi tazminatların takdirinde ve ret vekalet ücretlerinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacılar vekili ile davalılardan ... ile ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar yararına takdir edilen 1.100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.