Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21335 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13834 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Sinop 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 09/03/2015NUMARASI : 2014/126-2015/274Davacı, ölüm aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına, almış olduğu aylıklardan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının maaşının kesilmesi yönündeki Kurum işleminin iptali ile tarafına yeniden yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, kendisinden 16.225,00 TL nin talep olunduğu Kurum işleminin iptaline karar verilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Mahkemenin 2011/589 Esas sayılı dosya kapsamında, davacının 05/11/2007 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, davalıya boşanma sonrası yaptığı başvurusu sonucunda davalı Kurum tarafından ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 09/02/2011 tarih ve 2011/18 no lu kontrol memurluğu raporuna dayanak olarak oluşturan 04/02/2011 tarihli çevre soruşturma tutanağında ismini vermekten imtina eden şahısların “davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarını” özet olarak beyan ettiklerinin belirtildiği, Mahalle Muhtarı ....'ın da aynı tarihte tutanağa bağlanmak suretiyle alınan beyanında davacı ile eski eşinin birlikte yaşadıklarını tutanağı imzalamak suretiyle belirttiği, Kurum'un 07/04/2011 tarihli yazısı ile davacının 22/10/2008-21/03/2011 tarihleri arasında yersiz olarak toplam 16.325,91 TL gelir aldığının belirtildiği, İlçe Seçim Kurulu'nun cevabî yazısı ile davacının 2007 yılı ve sonrası yıllarda yapılan seçimlerde “..........Mahallesi” adresinde kayıtlı olduğunun görüldüğü, .... Merkez Mahallesi Muhtarı tarafından yazılı olarak “davacının Merkez Mahallesinde 2006 yılından.../...- itibaren ikamet ettiği”nin Mahkeme'ye bildirildiği, Sinop Ağır Ceza Mahkemesi'nce 2011/83 Esas sayılı dosya kapsamında davacının sanık olarak yer aldığı yargılama neticesi 15/02/2012 tarihli ilam ile “CMK 223/2-c maddesi uyarınca sanıkların beraatlerine” dair karar verildiği, ceza yargılaması esnasında Kurum görevlilerince beyanına müracaat edilen Muhtar 'ın “tarafların boşandıklarını duymadığını, ama dışarıda birlikte gördüğünü” beyan ettiği, yargılama aşamasında davacı tanıklarının dinlendiği, Mahkemece takip edilmeyen dava nedeniyle davanın açılamamış sayılmasına karar verildiği, kurulan hükmün Yargıtay 10.Hukuk Dairesince onanmak suretiyle kesinleştiği, eldeki dosya kapsamında ise İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından verilen cevabî yazı ile davacının ......Bucağı”, boşandığı eşinin ise “..........Köyü” adresinde kayıtlı olduklarının Mahkeme'ye bildirildiği, Kaymakamlık cevabî yazısı ile ,,,,,,,,Mahallesi ile Yenigüler Köyü muhtar ve azaları ile köy imamının isimlerinin Mahkeme'ye bildirildiği, duruşmalarda herhangi bir tanığın dinlenmediği ve yazılı şekilde hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, Mahkemece Kaymakamlık tarafından Mahkeme'ye bildirilen Mahalle Muhtarı ve azaları ile imamlarının ve özellikle tutanakta adı geçen ............) Mahallesi Muhtarı .........'ın beyanına başvurulmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; boşanmanın muvazaalı olup olmadığına dair değerlendirme ve araştırma yapmaya yönelik olarak davacının ölüm aylığı alırken boşandığı eşi ile gerçekten birlikte yaşayıp yaşamadığını hiç bir tereddüde yer vermeksizin tespit etmekten ibarettir. Bunun için de; davacının ikamet ettiği G...Mahallesi Muhtar, azaları ile imamları, davacının boşandığı eşinin ikamet ettiği Y... Mahallesi Muhtarı, azaları ile imamları arasından re'sen belirlenecek olan tanıkları ve özellikle davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığına dair Kurum tarafından yapılan araştırma neticesi 04/02/2012 tarihli ifade tutanağında imzası bulunan ..... Mahallesi Muhtarı ...'ı dinlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.