MAHKEMESİ: Bodrum 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/04/2006NUMARASI: 1998/990-2006/103Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan J.D.V. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine2-Hüküm fıkrasının 2.bendinde davacı E.Ş.’ün maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği halde 4. bendinde 350.00 YTL maddi tazminatın hükmedildiği, öte yandan davacıların fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesine karşın hüküm fıkrasının 7. bendinde bu kez fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin saklı tutulmasına karar verildiği, hükmün gerekçesinde davalı işverenin %70 , dava dışı elektrik mühendisinin %20 ve kazalının %10 kusurlu oldukları kabul edilmesine karşın, hükmün kusura ilişkin ilk bilirkişi raporuna göre düzenlenen hesap raporuna göre oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Hüküm fıkrasının kendi içinde çelişkili olması H.U.M.K. 388/5ve 389. maddesine aykırı olup bozma nedenidir3-506 sayılı Yasa'nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurum’ca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği bildirilmiştir. Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerinin hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda, Sosyal Sigortalar Kurumunun olaydan haberdar edilmediği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan tazminat davasının niteliği göz önünde tutularak öncelikle hak sahiplerine gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurması, taleplerinin kurumca kabul edilmemesi halinde Sosyal Sigortalar Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden SSK ve işveren aleyhine tesbit dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır Mahkemenin davacılara SSK ‘na başvurmaları, gerektiğinde dava açmaları yönünden önel vermek ve verilen önelin sonucuna ve yukarıda değinilen hususlar göz önünde tutularak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı J.D.V.’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı J.D.V.'e iadesine, 22.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.