MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, Türkiye'de sigorta başlangıcının yurtdışında 18 yaşını doldurduğu 13/03/1974 olduğunun tespitine, emekliliğe hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine,2-Davacının ise temyiz itirazlarının kabulüne, Dava, davacının ... Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'de hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesi ve tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının Almanya'da sigortalı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 16.05.1974 tarihinin Türkiye'deki sigortalılık hizmet başlangıç tarihi olduğunun tespitine, davacının 3.600 gün prim ödeme şartını 22.11.2013 tarihinde gerçekleştirmesi karşısında 59 yaşını dolduracağı 16.05.2015 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanacağından yaşlılık aylığı bağlanmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 16.05.1956 doğumlu olan davacının 13.03.1972 – 31.12.2011 tarihleri arasında Almanya’da çalışmalarının olduğu, davacının 17.11.2006 tarihinde Kuruma müracaat ederek 16.05.1974 – 31.12.2005 tarihleri arasındaki sürenin tamamını 4/1-A sigorta niteliğinde borçlandığı, Kurumca 11.368 gün karşılığı 39.788,00 ABD Doları borç çıkarıldığı, davacının 22.11.2013 tarihinde 3.600 gün karşılığı olan 12.600 doları (25.392,78 TL) kurum hesabına yatırdığı, 28.11.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının Almanya’da 13.03.1972 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başlaması karşısında 18 yaşını doldurduğu 16.05.1974 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti şeklindeki Mahkeme kararı yerindedir. Uyuşmazlık, davacının borçlanıp ödeme yaptığı 3.600 günlük sürenin hangi döneme ilişkin olduğu ve davacının buna göre yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir. Davanın yasal dayanağı olan 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 3201 sayılı Kanunun “Süre Tespiti Ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrası , “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.” şeklindedir. Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması Ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin, “Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi Ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrası ise; “Başvuru sahibince borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre, belirtilmemiş ise ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istediği gün sayısı esas alınır. Bu tespitte bir yıl 360 gün, bir ay 30 gün olarak hesaplanır.” şeklindedir. Somut olayda, davacının 17.11.2006 tarihli borçlanma talep belgesinde, “16.05.1974 – 31.12.2005 tarihleri arasındaki sürenin tamamını” 4/1-A sigorta niteliğinde borçlandığı ve 22.11.2013 tarihinde 3.600 gün karşılığını ödediği, tahsis talep tarihinde 57 yaşını tamamlamış olduğu görülmüştür. 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası ile Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması Ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenlemeler ile davacının borçlanma talep belgesinde açıkça 16.05.1974 – 31.12.2005 tarihleri arasındaki süreyi borçlanmak istediği şeklindeki isteği göz önüne alındığında, davacının borçlanma tutarını ödediği 22.11.2013 tarihinin 3.600 gün prim ödenme şartının gerçekleştiği tarih olarak kabulü ile buna göre yaşlılık aylığının şartlarının oluşmadığı şeklindeki Mahkeme değerlendirmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş; davacının sigorta başlangıç tarihinin 16.05.1974 olduğu, 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası ile Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması Ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenlemeler uyarınca 3.600 gün prim ödeme şartının 31.12.2005 tarihinde gerçekleştiğini kabul etmek, buna göre 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin C bendinin bb alt bendi uyarınca davacının 57 yaşını tamamlamış olması şartıyla yaşlılık aylığına hak kazanacağını gözönünde tutarak, 28.11.2013 tahsis talep tarihinde 56 yaşını tamamlamış olan davacının yaşlılık aylığı talebi ile ilgili kabul kararı vermekten ibarettir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.