Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20880 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 16932 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Ankara 10. İş MahkemesiTARİHİ: 28/06/2007NUMARASI: 2004/1356-2007/270Davacı, davalı işveren nezdinde 15.3.1999 - 22.10.2002 tarihileri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 15.03.1999-22.10.2002 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.Davalı, işveren tarafından davacıya ait işe giriş bildirgesi davalı Kuruma süresinde verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işverence davacının (1003801) sicil nolu iş yerinde 15.03.1999, tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesi verildiği, 15.03.1999-31.12.1999 tarihleri arasında 228 gün, 01.01.2000-31.12.2000 tarihleri arasında 319 gün, 2001/1. dönemde de 63 gün bildirimde bulunulduğu, işyerinin 01.07.1993 tarihinde kapsama alındığı, 1999-2002 yılları arasındaki dönem bordrolarının verildiği, imzalı ücret bordrolarının da davacının hizmet döküm cetvelinde bildirilmiş sürelere göre tanzim edildiği görülmektedir.Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları 15.03.1999 tarihli davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgesi ile Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan iki adet bordrolu tanığın sadece 1999 ve 2001 yılları arasındaki davacı çalışmalarına ilişkin beyanda bulunmaları, diğer tanıkların bordrolu tanık olmamaları, 2002/1-2. dönem bordro tanığı ve işyeri çalışanı S.Y.ın beyanının alınmaması nedeniyle, tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.Yapılacak iş; 2002/1-2. dönem bordro tanığı ve işyeri çalışanı S.Y.’ın çalışma hakkında yöntemince beyanını almak, bulunamadığı taktirde zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, diğer işverenler ile bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum ve işveren vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 20.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.