Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2085 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16869 - Esas Yıl 2015





Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 135.534.95 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.02.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı vekili Avukat ile karşı taraf vekili Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. KARARDava 11.08.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 41,00 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir. Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin davalıya ait tavuk ve yumurta üretim çiftliğinde tavukların beslenmesi, yumurtaların toplanması, ilaçlanma ve gübre çekilmesi işinde çalışmakta iken, olay günü konveyör bantla gübre çekimi sırasında sağ elinin bantla silindir arasında sıkışması ile yaralandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.Olayla ilgili olarak, yargılama sırasında düzenlenen 21.02.2012 günlü raporda zararlandırıcı olayda kazalının 5/8 oranında, işverenin ise 3/8 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Davacı ve davalı taraf vekillerince bu rapora yapılan itiraz üzerine düzenlenen 08.01.2013 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise kazada %70 oranında işverenin % 30 oranında ise kazalının kusurlu bulundukları belirtilerek kusur dağılımına gidilmiş ve bu rapora da davacı ve davalı vekillerince itiraz olunmuştur. İş müfettişi tarafından idari aşamada düzenlenen raporda ise işverene % 85, kazalıya %15 oranında kusur verildiği görülmektedir. Bu duruma göre kusurun aidiyeti ve dağılımı açısından aynı olay nedeniyle farklı değerlendirmelerinin bulunduğu ortadadır. Mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden 08.01.2013 tarihli kusur raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasa'ya aykırı olmuştur.Yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen 08.01.2013 tarihli kusur raporunun hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalı vekilinin sair yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, davalı yararına takdir edilen 1.350.00 TL. Duruşma Avukatlık parasının karşı tarafı yükletilmesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.