Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20753 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17968 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Kocaeli 3. İş MahkemesiTARİHİ: 19/07/2007NUMARASI: 2007/604-2007/513 Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dava, iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan davacı işçinin ilk davada talep ve hüküm dışı kalan bakiye maddi zararının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca iş kazasından doğan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin davalar da zaman aşımı 10 yıldır. Somut olayda iş kazası 04.07.1994 tarihinde vukubulmuş, dava on yıllık süre dolduktan sonra 14.06.2007 tarihinde açılmış, davalı tarafça süresi içerisinde zamanaşımı defi'inde bulunulmuştur. Uyuşmazlık, bu tür davalarda Bor??lar Kanunu'nun 125. maddesi gereğince uygulanmakta olan zamanaşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Somut olayda, zararın ne zaman öğrenildiği önem kazanmaktadır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarih esas alınır. Yerleşmiş bilimsel ve yargısal içtihatlara göre zarar, tamamen ortaya çıktığı anda gerçekleşmiş sayılabilir. Olayda zararın gerçekleşme anı belirlenmelidir. Gelişen durumda zamanaşımı başlangıcı gelişmenin son bulduğu tarihtir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden dava konusu olayda davacının 04.07.1994 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda sağ tibia kemiğinde açık kırık oluştuğu, ameliyat ve tedavi edilerek 04.07.1994-20.10.1996 tarihleri arasında SSK.'ca geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği, sağ tibia fibula açık kırığı nedeniyle sağ ayak bileğinde 30° den fleksiyon 20° planter fonksiyon kısıtlılığı, gelişmiş kısalık ve açısal deformite teşhisiyle SSK. Sağlık Dairesince sürekli iş göremezlik oranının 21.10.1996 tarihinde %66 olarak belirlenmek suretiyle olay tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, ancak açık kırıktaki aktif akıntı nedeniyle 01.05.1998, 20.10.2000, 26.10.2002, 18.04.2004, 17.09.2005 tarihlerinde kontrole tabi kılındığı, yapılan her kontrol muayenesinde beden güç kayıp oranının değiştirilmediği ve 10.05.2006 tarihli kararla da kontrol kaydının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu tesbitler karşısında davacıdaki bedensel zararın gelişen bir durum göstermediği, davacıdaki %66 beden güç kayıp oranının yapılan tedavi sonucunda 21.10.1996 tarihinde SSK. Sağlık Dairesince tesbit edildiği, olay da zararın gerçekleşme tarihinin 21.10.1996 tarihi olduğu ve bu davanın bu tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 14.06.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca mahkemece davalı tarafça süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı def'i kabul edilerek davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu beden güç kayıp oranının kontrol kaydının kaldırıldığı 10.05.2006 tarihinde belirlendiğinin kabulüyle davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2-Öte yandan, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur.Asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan hakim bu hususu re'sen nazara almakla yükümlüdür.Somut olayda davacının ücreti asgari ücrete oranlanmak suretiyle tesbit edilmiştir.Mahkemece hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücret esas alınarak davacının maddi zararı belirlenmek suretiyle, hakkaniyet indirimi yapılmak Kurumca hüküm tarihine en yakın tarihte bildirilen peşin sermaye değeri ve ilk davada hükmedilen miktar tenzil edildikten sonra ek dava konusu yapılan miktarı geçmemek üzere karar verilmesi gerekirken19.07.2007 tarihinde hüküm kurulduğu halde kısmi davada alınan 19.09.2006 tarihli hesap bilirkişisi raporunda bulunan maddi zarardan, hakkaniyet indirimi yapıldıktan sonra kalan miktardan SSK.'ca bağlanan aylığın 03.07.2007 tarihindeki peşin sermaye değeri ve kısmi davada hüküm altına alınan miktar tenzil edilmek suretiyle sonuca gidilmesi de isabetsiz olup mahkemenin kabulüne göre bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.