MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, 23/10/2008-30/06/2012 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-a kapsamında sigortalı olduğunun tespitine, 22/10/2008 tarihinden sonraki 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-b kapsamındaki sigortalılığının iptaline, 01/08/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 22.10.2008 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının; 23.10.2008-30.06.2012 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-(a) maddesi kapsamında sigortalı olduğunun ve 01.08.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 04.10.2000-29.05.2001 ve 13.05.2003-19.10.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğu, bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı, 01.05.1977-30.09.1979 tarihleri; 1990/2-1991/2 dönemleri ve 23.10.2008-31.07.2009 ile 01.08.2009-30.06.2012 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında (5510 sayılı Yasa'nın 4/1-(a) maddesi kapsamında) sigortalı olduğu, davacının 01.09.1995-03.10.2000; 16.07.2008-28.02.2011 ve 01.07.2012-09.11.2012 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabul edildiği, 05.07.1983-05.03.1985 tarihleri arasındaki askerlik süresini 180 gün borçlandığı, 05.07.2012 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunan davacının prim borcu olduğundan talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, sigortalılık hallerinin birleşmesi (çakışan sigortalılık) halinde hangi sigortalılık statüsüne üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır.5510 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce 506 ve 1479 sayılı Kanun'lar sigortalılık hallerinin çakışabileceğini öngörerek düzenleme getirmiş ise de değişik sigortalılık hallerinden hangisine hangi hallerde üstünlük tanınacağına dair bağlayıcı bir norm bulunmamaktadır. 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam eden sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yargıtayın yerleşmiş içtihatları gereği de, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı da aynı yöndedir). 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonraki dönem bakımından ise 5510 sayılı Yasa'nın 53.maddesi ile sorun çözüme kavuşturulmuştur.5510 sayılı Kanun'un 53.maddesinin başlığı "Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi" olup bugünkü halini 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa'nın 33.maddesi ile almıştır. 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanun'un 53.maddesinin ilk hali şu biçimdedir;"Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır...".Ancak 5510 sayılı Yasa'nın 53.maddesi değişikliğe uğradığından, "sigortalılık hallerinin birleşmesi" halinde uygulanacak mevzuatı 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra iki döneme ayırmak mümkündür.1) 01.10.2008-28.02.2011 tarihleri arasındaki dönemde sigortalının (4/1-a) ve (4/1-b) sigortalılık hallerine aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır. 5510 sayılı Yasa'nın 5754 sayılı Yasa'nın 33.maddesi ile değişik 53.maddesine göre; “Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır..."2) 01.03.2011 ve sonrası dönemde ise sigortalının (4/1-a) ve (4/1-b) sigortalılık hallerine aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa'nın 33.maddesine göre; "Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır..." 5510 sayılı Kanun'un Geçici 33. maddesine göre Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten (01.03.2011) öncesi için uygulanmaz.Olayda uygulama yeri olan ve 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 63.maddenin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre; "Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez..."Somut olayda, davacının 01.09.1995-03.10.2000 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 16.07.2008 tarihinden itibaren 28.02.2011 tarihine kadar devam ettiğinin ve davacının 01.07.2012-09.11.2012 tarihleri arasında da Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü yerindedir. Zira 5510 sayılı Kanun'un geçici 33. maddesine göre Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişik geriye yürümeyeceğinden, yani yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanamayacağından, 01.03.2011 tarihinden itibaren davacının 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-(a) kapsamındaki sigortalılığına üstünlük tanınacaktır. Bu bakımdan davalı Kurum işlemi yerinde olmakla birlikte 5510 sayılı Yasa'nın geçici 63.maddesi de göz önünde bulundurulup, davacının sigortalılık sürelerinin buna göre belirlenmesi gerekir. 5510 sayılı Yasa'nın geçici 63.maddesi uyarınca davacının prim borcu bulunup bulunmadığı araştırılarak bu madde kapsamında sigortalığının durdurulup durdurulamayacağı irdenlenmeli ve yaşlılık aylığı şartlarına haiz olup olmadığı belirlenen sigortalılık süresine göre değerlendirilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.