Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20726 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17974 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Samsun 1. İş MahkemesiTARİHİ: 16.4.2007NUMARASI: 351-458Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununda değişiklik yapan 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar uyarınca 1.1.2007 tarihinden itibaren anılan Yasa'nın 427.maddesindeki kesinlik sınırı 1.170.00 YTL'ye çıkarılmış olup, inceleme konusu manevi tazminat davasına ilişkin hüküm bu tarihden sonra verilmiş ve kesinlik sınırının altında bulunmuş olmakla, söz konusu maddelere göre kesin nitelik taşıdığından 1.6.1990 tarih ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı Yargıtayİçtihadı Birleştirme Kararı'da göz önünde tutularak tarafların manevi tazminat davasına ilişkin hükme yönelik temyiz dilekçelerinin kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle REDDİNE, 2- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağ?? maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı baba H.A.'un maddi tazminata ilişkin hükme yönelik bütün temyiz itirazlarının reddiyle bu davacıya ilişkin usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 3- Davacı anne P.A.un maddi tazminat istemine ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dava nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenecek tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu bakımdan, davanın niteliği gereği öncelikle hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise bildirilen miktarın tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise bu yön hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumunu davaya dahil etmek üzere önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır. Başka bir anlatımla, hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada, 6.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasanın 35.maddesi ile değişik 506 sayılı Yasanın 24.maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığının saptanması durumunda hak sahibine gelir bağlanmıyacağı, giderek hak sahibinin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkına sahip olmayacağı açık olup somut olayda hak sahibi anne yönünden yukarıda açıklanan doğrultudan inceleme ve araştırma yapılmadığı ortadadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı anne P.A.'un bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.