MAHKEMESİ: Ankara 7. İş MahkemesiTARİHİ: 28/11/2006NUMARASI: 2004/362-2006/568Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan işçinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir Mahkemece, maddi tazminat talebinin reddi ile 5.000,00 YTL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmişse de davalı M.E.B. hakkında kurulan hüküm doğru değildir. Gerçekten, bir iş kazası sonucu zarara uğrayan hak sahiplerinin tazminat davası, işveren veya kusurlu 3.kişilere karşı yöneltilir. Bundan başka, aracı olarak nitelendirilen kişilerce işe alınan işçilerin veya hak sahiplerinin uğrayacakları zararlardan dolayı asıl işverenin aracı ile birlikte sorumlu olacağı 4857 sayılı Yasa’nın 2.maddesi gereğidir. Somut olayda çözümlenmesi gerekli sorun, M.E.B. ile davalı L.Y. arasındaki hukuki ilişkinin işveren-aracı veya üst-alt işveren biçiminde olup olmadığıdır. 4857 sayılı İş Kanununun 2/4 ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 87/2. maddesindeki açıklamalar ışığında aracıdan (taşeron) söz edebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işverene devredilmelidir. Buna karşın, bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda, artık üst-alt işveren ilişkisi söz konusu olamaz. Dava konusu olayda, davalı M.E.B. Ile davalı L.Y. Arasında imzalanan sözleşme ile 500 öğrencilik G.P. İnşaatı işinin davalı L. Y.’a ihale edildiği görülmektedir. Bu nedenle anahtar teslimi sureti ile işin devri söz konusu olduğundan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin işveren-aracı olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. İşin bir bölümü yerine, tümüyle devrolunduğu durumda, işi devreden kişinin işverenlik sıfatı ortadan kalkacağından sorumluluğuna gidilemez. Bu nedenle davalı M.E.bakanlığı’na kusur izafe eden kusur raporu hükme dayanak alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş, işgüvenliği uzmanı olan bilirkişi kurulundan rapor alınarak davacı işçi ile davalı işveren L.Y. Arasındaki kusur dağılımını yeniden tesbit etmek ve elde edilecek sonuca göre tazminat miktarını belirlemek, Davalı M.E.B. hakkındaki davayı husumetten reddetmekten ibarettir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 19.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.