Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20606 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18870 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi.Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/02/2000-01/02/2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının davalı işyerinde 01.02.2000-01.02.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.Yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin önceki kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “ Yapılacak iş, sigortalı işe giriş bildirgesinde yer alan sigorta sicil numarası, işveren ünvanı ve işyeri adresi eksiksiz yazılmak suretiyle davalı işyerinin sicil dosyasını, davalı işyeri kayıtlarını, ve dönem bordrolarını eksiksiz bir biçimde Kurumdan getirtmek, işyerinin 506 sayılı Yasanın kapsamında olup olmadığını belirlemek, sigortalı sicil dosyasına işyeri sicil numarasının yanlış yazılması ihtimali nedeniyle gerek görülürse belritilen adreste Kurum görevlileri eliyle araştırma yap??larak gerçek işyeri ünvanı ve sicil numarasının araştırılmasını istemek, davalı işveren ünvanı ve işyeri adresi eksiksiz yazılarak Vergi Dairesi Müdürlüğünden bu işyerinin kime ait olduğunu ve hangi tarihler arasında faal olduğunu sormak, işyerinin oda kaydının ve ticaret sicili kayıtlarını getirtmek ve yine gerek görülürse mahallinde araştırma yapılarak gerçek işyeri ünvanı ve sicil numarasının belirlenmesini istemek, dönem bordrolarının verildiği belirlenir ise öncelikle bordro tanıklarını dinlemek, uyuşmazlık dönemine ait dönem bordrolarında çalışmaları bulunanlar içerisinden resen belirlenecek bordro tanıklarının bulunmaması veya beyanlarının yetersiz olması durumunda davanın kamu düzenini ilgilendirdiği de dikkate alınarak araştırma genişletilip bu dönemlerde davacının çalışması ile ilgisi bulunan ........ Birliği ve komşu işyeri işverenleri ve bu işverenler tarafından çalışmaları Kuruma bildirilen kimseler, yakın çevrede ikamet eden kimseler zabıta marifetiyle ve Kurum kayıtları ile belirlenip beyanlarına başvurularak, çalışma tespit edildiği taktirde çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı, çalışmanın tam zamanlı mı yoksa kısmi zamanlı mı olduğunu araştırmak, yöntemince beyanlarını almak, davacının sigortalı sicil numarasının Kurumun hangi ünitesinden verildiğini ve hangi yılın serilerinden olduğunu sormak, davacının sigortalı sicil dosyasını eksiksiz bir biçimde getirtmek ve böylece davacının çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtlandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” denilerek bozulmuştur. Yerel Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak bozma ilamında belirtildiği şekilde, ...yöneticileri ve çalışanlarının ve komşu işyeri tanıklarının dinlenmediği, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, bozmadan sonra dinlenen bordro tanıklarının bazılarının davacının 2004 ten önce yardımcı işlerde çalıştığını beyan ettikleri halde, bozmaya uygun araştırma yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesinde ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. Maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Yapılacak iş, dava konusu işle ilgili... Holistein Damızlık Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliğinin işyeri dosyasının ve tüm dönem bordrolarının getirtilerek yöneticilerinin, tarafsız birlik üyelerinin ve ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız davacının çalışmasını bilebilecek tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, komşu işyeri olmadığına dair tutanak tutulduğundan komşu işyeri olup olmadığının Kurum ve Belediye kayıtlarından da araştırılarak, komşu işyeri işverenleri ve bu işverenler tarafından çalışmaları Kuruma bildirilen kimselerin belirlenip beyanlarına başvurmak, davanın kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.