Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20425 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17036 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Karşıyaka 2. İş MahkemesiTARİHİ : 02/06/2015NUMARASI : 2014/1-2015/159 Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödemelerinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, borcun tahakkuk ettiği 2004/2.-2005/11.aylarda davacının şirket ortağı olduğu, ödeme emirlerinden sorumluluğun davacının sermaye hissesi ile sınırlı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davanın süresi içerinde açıldığı, davacının dava dışı Teks. Konf. Gıda Tur. San. Tic. Ltd. Şti.'nin % 10 hisse sahibi ortağı olduğu, anılan şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi olmadığı, 30/10/2013 tarih 2005/3 ila 11. dönemlerine ilişkin 17353833 sayı 2008/15330 takip, 2005/3 ila 11. dönemlerine ilişkin 17353341 sayı 2008/15331 takip ve 2004/2 ve 2005/3 ila 11. dönemlerine ilişkin 17347961 sayı 2008/15332 takip sayılı ödeme emirleriyle takibi yapılan dava konusu damga vergisi, işsizlik sigortası primi ve prim borçlarının tahsili için davacı adına takibe geçildiği, davaya konu borçtan dolayı davacı veya imza ve ilzama yetkili müdür Bülent Demirden tarafından bir ödemede bulunulmadığı ancak davalı Kurum'un 04/06/2014 tarih ve 6967981 sayılı yazısıyla dava dışı müdür Demirden'in 2011/4 - 2014/5 dönemlerine ait aylıklarından 14.202,02 TL kesinti yapıldığının ve davalı Kurumca kesinti işleminin borçlardan mahsup edilmediğinin belirtildiği, yapılan kesintilerin davaya konu borçlara ilişkin olup olmadığının ve dava dışı şirkete de takibat yapıldığı ancak amme alacağının tahsilinin semeresiz kalıp kalmadığının dosya kapsamından belirgin olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanaklarını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kurum'a karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesinde de Kurum'un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun'da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum'a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir. .../...Öte yandan, 6183 sayılı Yasa'nın 35. maddesinde de, ( Değişik madde: 22.07.1998 - 4369/21. m. ) limited şirket ortakları ( Değişik ibare: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m. ) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.Somut olayda, limited şirket ortağı olan davacı hakkında şirketin damga vergisi, işsizlik sigortası primi ve prim borçları ile ilgili 17353833 sayı 2008/15330 takip, 17353341 sayı 2008/15331 takip ve 17347961 sayı 2008/15332 takip sayılı ödeme emirlerinin tebliğ edildiği, davacının dava dışı Teks. Konf. Gıda Tur. San. Tic. Ltd. Şti.'nin % 10 hisse sahibi ortağı olduğu, mahkemece dava dışı müdür Bülent Demirden'in aylığından kesinti yapıldığının ve davalı Kurumca kesinti işleminin borçlardan mahsup edilmediği iddiasının araştırılmadığı, yapılan kesinti iddiasının davaya konu borçlara ilişkin olup olmadığının ve dava dışı şirkete de takibat yapıldığı halde amme alacağının tahsilinin semeresiz kalıp kalmadığının mahkemece araştırılmadığı, amme alacağının dava dışı borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde davacının borç miktarının % 10'undan sorumlu olacağı anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılacak iş, öncelikle borçların 6183 sayılı Yasa'nın 35. maddesi gereğince şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilip edilemeyeceğinin araştırılmadan davacı hakkında dava dışı şirket borçları ilgili ödeme emri tebliğ edilmesinin mümkün olmadığı hususunu gözönünde bulundurmak, davalı Kurum'un 04/06/2014 tarih ve 6967981 sayılı yazısıyla dava dışı müdür Bülent Demirden'in 2011/4 - 2014/5 dönemlerine ait aylıklarından 14.202,02 TL kesinti yapıldığının ve davalı Kurumca kesinti işleminin, davaya konu borçlara ilişkin olup olmadığını araştırmak, kesintinin davaya konu borçlar ile ilgili olduğunun anlaşılması halinde davaya konu borçlardan mahsup edilmediğinin belirtildiği anlaşıldığından, davalı Kurum tarafından yapılan toplam kesinti miktarını ve yapılan kesintilerin borcu karşılayıp karşılamadığını araştırmak, davacının % 10 oranındaki hisse durumu da gözönünde bulundurulmak suretiyle, yapılan kesintilerin davacının % 10 oranındaki sorumluluğunu aşan bir kesinti olup olmadığını araştırmak, kesinti yapılan kısmın toplam borç miktarının % 90'ından fazla olması durumunda, davacının % 10 olan sorumluluk miktarının da geri kalan oranda düşeceğini gözönünde bulundurarak mükerrer tahsilata yol açmayacak şekilde sonucuna göre bir karar vermekten ibarettirMahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.