Mahkemesi : Elazığ İş MahkemesiTarih : 6.6.2007No : 240-335 Davacı, 01.10.1987 tarihinden itibaren fiilen çalıştığı günler için tesbit edilecek olan miktarda itibari-fiili hizmet süresi tanınması ve eklenmesi gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı vekilince süresi dışında, davalılar vekilince de süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir. Olayda hüküm 06.06.2007 tarihinde tarafların yüzüne karşı tefhim edilmiş davacının temyizi ise 15.06.2007 tarihinde vuku bulmuştur. Bu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresinin fazlası ile geçtiği anlaşılmakla, 1.6.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da göz önünde tutularak davacının temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine,2-Davalıların temyizine gelince; Mahkemece dairemizin bozma ilamına uyulmasına rağmen, tarafların masraf yatırmaması nedeniyle, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, uyulan bozma ilamında yetersiz olduğu vurgulanan, bilirkişi raporu esas alınarak, bu kez kampanya dönemleriyle sınırlı olarak, davacının 506 sayılı yasanın Ek 5/4 maddesi kapsamında olduğuna karar verilmiş olup varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.Gerçekten İş ve Sosyal güvenlik hukuku ile ilgili düzenlemeler nitelikleri nedeniyle, kural olarak kamu düzeniyle ilgilidir. Bu bakımdan, kusur ve hesap raporlarının alınması ve sair hususların incelenmesi davanın niteliği göz önünde tutularak, giderek gerçeğin saptanması yönünden tarafların istemlerine bakılmaksızın hakimin görevi gereğince resen yerine getirmesi gereken hususlardandır. Bu nedenle, somut olayda; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 415. maddenin öngördüğü prosedür işletilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği açık-seçiktir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın tarafların masraf yatırmadıklarından bahisle, uyulan bozma ilamında yetersizliği vurgulanan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Kabul ve uygulamaya göre de, Kampanya dönemlerinin hangi tarihler arasında geçtiği belirlenerek, infazda tereddüde yol açmayacak biçimde itibari hizmetten yararlanılacak süreleri belirlemek gerekirken, kampanya dönemi dışındaki döneme ilişkin davanın reddine denilmek suretiyle, infazda tereddüt yaratacak biçimde hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.