MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/04/1982-10/06/1998 tarihleri arasında geçen çalışmaları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı işveren işyerinde 1.4.1982-10.06.1998 tarihleri arasında “.... olarak geçen hizmet sürelerinde itibari hizmet süresinden de yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilerek yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık ; davalı işverene ait gemilerde gemi adamı olarak çalışan davacının denizde geçen çalışma sürelerinin itibari hizmet süresi olarak sigortalılık süresine eklenmesine ilişkindir. 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 2.maddesi ile gemi adamının tanımı yapılmış olup "Bir hizmet aktine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabıt ve tayfalarla diğer kimselere "gemi adamı" denilir. Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasa'nın 3395 sayılı Yasa ile değişik Ek.5.maddesinin III.bendidir. Bu maddeye göre “ gemi adamlarının denizde geçen sürelerine her tam yıl için 90 gün sigortalılık süresi ekleneceği” belirtilmiştir. Buna göre, itibari hizmetten yararlanmak için gemi adamı olarak ve denizde çalışma koşullarının birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bir gemi adamı, gemi ateşçisi, kömürcü ve dalgıcın itibari hizmetten yararlanılabilmesi için çalışmalarının “denizde” geçirilmesinin koşul olduğu hükme bağlanmıştır. Kanun'da öngörülen denizde geçirilmesi gereken hizmetten amaç ise, geminin denizde seyir veya seferde olduğu süreler ile bunun uzantısı geminin limanda bulunduğu sırada, fiilen gemide görevli olarak geçirilen ve denizle bağlantının kopmadığı çalışmalar olduğunun kabul edilmesi gerektiği, aksi halde, kanun koyucunun böyle bir zorunluluğa gerek görmeyeceği ve gemide çalışanların koşulsuz itibari hizmetten yararlanabileceğini hükme bağlamasının gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.2001 gün ve 2001/21-20 E. 2001/110 K. sayılı kararında da benimsenmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/04/1982-08/07/1998 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde geçen çalışmalarının Kurum'a bildirildiği, davalı şirketin 20/07/1961 tarihinden itibaren ticaret sicilinde kayıtlı bulunduğu, İl Emniyet Müdürlüğü'nün cevabî yazısı ile 1992 yılından itibaren yolcu giriş çıkış kaydının tutulduğu belirtilmek suretiyle davacıya ait 1992-1999 yılları arası giriş-çıkış kaydının liste halinde Mahkeme'ye bildirildiği, ilgili Liman Başkanlıklarına ait cevabî yazılar ile ihtilaf konusu döneme ait Yola Elverişlilik Belgeleri ve ekleri(gemiadamları listesi dahil) imha edildiğinden evrak gereğinin yerine getirilemediğinin Mahkeme'ye bildirildiği, sadece....Liman Başkanlığı'na ait yazı cevabı ile 08.09.1988-25/11/1989 tarihleri arasında davacının kaydının bulunduğu 4(dört) adet gemi adamları listesinin dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davalı işyeri çalışanı olan davacı tanıklarının dinlendiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, bu şekilde Mahkemece kurulan ilk hükmün Dairemizin 15/04/2014 tarih ve 2013/3784 Esas ve 2014/7972 Karar no lu ilamı ile bozma konusu yapıldığı, Dairemiz bozma ilamına karşı Mahkemece “uyma” kararı verilmek suretiyle yapılan yargılamada 09/04/1984 düzenlenme tarihli bonservisin,.... Liman Başkanlığı'nca 17/06/1992 tarihinde düzenlenen belge ile davacının davalıya ait ... gemisi ile 28/01/1990-24/05/1992 tarihleri arasında katıldığı seferlerin belirtildiği, davalı işyerinde işe başlama ve işten ayrılma tarihlerinin 08/01/1993-10/10/1995 tarihleri olarak gösterildiği hizmet belgesinin sunulduğu, 1998 yılına ait deniz yolu ile yurt dışı giriş-çıkış kaydının sunulan pasaport örneğinden görülebildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 2.maddesi hükmü gereğince ve de dosyada bulunan belgelere göre davacının gemi adamı olduğundan kuşku bulunmamaktadır. Davacının “gemi adamı” olarak sefer yaptığı sürelere ilişkin olarak ilgili belgelerin iz olması nedeniyle dosyaya sunulmadığı, sadece ilgili Liman Başkanlıklarınca düzenlenmiş olan (08.09.1988-25/11/1989 tarihleri arasında ve 28/01/1990-24/05/1992 tarihleri arasında ) gemi adamları listesinin dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, davacının sefer yaptığı bu süreler içerisinde 506 sayılı Yasa'nın Ek 5. Maddesinin III. fıkrası gereği itibari hizmet sürelerinden yararlanabileceği gözetilmeksizin Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Yapılacak iş, davacının “gemi adamı” olarak seferde bulunduğu sürelere ilişkin olarak davacının geminin seferde veya limanda bulunduğu esnada ne kadar süre ile gemide geçen eylemli hizmetinin bulunduğu hususunda dönem bordro tanıklarını dinlemek ve gerekmesi halinde bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre toplanan delilleri değerlendirerek davacının 506 sayılı Kanun'un Ek 5/III fıkrasına göre itibari hizmet süresinden yararlanma istemi hakkında bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.