MAHKEMESİ: İstanbul 9. İş MahkemesiTARİHİ: 15/05/2007NUMARASI: 2006/1270-2007/156 Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ile davalılardan İ. Gen.Md. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici nedenlere ve davalının temyiz nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.2-Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle hak sahibi eş ve çocukların zararı belirlendikten sonra mükerer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için hüküm tarihine en yakın tarihte yürürlükte bulunan katsayı ile hak sahiplerinin gelirlerinde ki artışların saptanmak suretiyle tazminattan indirilmek gerektiği açıktır. Oysa somut olayda bu yönde işlem yapılmadığı ortadadır.Gerçekten, mahkemenin ilk kararından sonra sigorta tahsisleri peşin sermaye değerinde artış olup olmadığı araştırılmamış yeni değerler istenmeden hüküm kurulmuştur. Davanın hukuksal niteliği itibariyle bu artışların kurumdan sorulup dikkate alınması gerekmektedir. Yapılacak iş; bu arada ücretlerde artış olduğu da gözönünde tutularak, bu yönden yeni maddi zarar hesap raporu almak hüküm tarihine en yakın tarihteki en son peşin sermaye değerinin Kurumdan sormak ve ilk davada saptanan miktarları geçmemek üzere karar vermektir. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. 3-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen peşin karar ve ilâm harcından dava gününde davacı sorumlu ise de hükümle birlikte aleyhine hüküm kurulan yandan alınmasına karar verilmesi gerekir. İki tarafın kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HUMK'nun 417.maddesi yargılama harçları için uygulanmaz. Çünkü davanın reddi hariç daima davalıya yükletilir.Bu halde, davanın açıldığı tarihte davacı tarafından yatırılan peşin harç giderinin doğrudan davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken yargılama gideri içersinde değerlendirilip kabul ve red oranına göre taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmiş olması da hatalıdır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.