Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20232 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4227 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Ankara 4. İş MahkemesiTARİHİ: 30/01/2007NUMARASI: 2006/153-2006/600Davacı, yaşlılık aylığından Sosyal Güvenlik Destek PRimi kesinti işleminin iptaline borcu olmadığının tespiti iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı yaşlılık aylığından Sosyal Güvenlik Destek primi kesintisi yapılmaması gerektiğinin davalı kuruma kesintiler ile cezaları olmak üzere toplam 2.965,00 YTL. borcu bulunmadığının tesbiti ile aylığından yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının yaşlık aylığından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmaması gerektiğinin ve kesinti ile cezalarından dolayı borcu bulunmadığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ile varıldığından ve davacının alacak istemi hakkında da bir karar verilmediğinden varılan sonuç doğru görülmemiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacıya 1.2.1987 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, vergi kaydı 30.12.1991 tarihinde sona ermekle birlikte, meslek kuruluşu kaydının 24.3.2003 tarihine, sicil kaydının ise 16.11.2005 tarihine kadar devam etmesi nedeniyle 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi dikkate alınarak aynı Yasa’nın ek 20. maddesi uyarınca davacı hakkında kurum tarafından sosyal güvenlik destek primi kesintisi uygulamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.1479 sayılı Kanuna 4447 sayılı Kurula eklerin ek 20. maddesinde, bu kanun gereğince yaşlılık aylığı bağlananlardan 24. maddesinin (1) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların Sosyal Yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi kesileceği belirtilmiş, Kanunun yayınlandığı tarihten önce aylık bağlanmış olanların Kanunun yayımını takip eden aybaşı olan 1.10.1999 tarihinden itibaren, bu tarihten sonra ticari faaliyete başlayan aylık bağlanmış Bağ-kur’luların ise ticari faaliyete başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunma mecburiyeti getirilmiştir. Bu sürelerde kuruma bildirimde bulunanlardan gecikme zammı istenmeyecek yalnız % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılacaktır. 1479 sayılı Kanun 24. maddesi gereğince zorunlu Bağ-Kur sigortalılık statüsünün oluşması için 4956 sayılı Yasa’nın 14. maddesi ile 24.7.2003 tarihinde getirilen değişikten önce gelir vergisi mükellefiyeti, esnaf ve sanatkar sicili kaydı veya meslek kuruluşu kayıtlarından birinin bulunması yeterlidir. Değişiklikten sonra ise gelir vergisi mükellefiyeti veya sicil kaydı ile birlikte meslek kuruluşu kaydı aranmaktadır.Davacının kendi adına ve hesabına çalışmasının yasal karinesi olan meslek kuruluşu ve sicil kayıtları 1479 sayılı Kanunun ek 20. maddesinin yürürlük tarihi olan 1.10.1999 tarihinden sonraki dönemde devam ettiğine göre kayıtların gerçeği yansıtıp, yansıtmadığının araştırılması gerekirken soyut terziler odası yazısı ile tanık beyanları ve yetersiz bilirkişi raporu itibariyle karar verilmesi uygun bulunmamıştır.Yapılacak iş, 1479 sayılı Kanunun ek 20. maddesinin yürürlük tarihinden sonra davacının kendi nam ve hesabına fiili çalışmasının olup, olmadığının tespiti için işyerinin bulunduğu çevreden zabıta yoluyla araştırma yaptırılmalı, işyerinin bağlı olduğu belediye ve muhtarlıktan bilgi alınmalı, oda ve sicil kayıtlarının neden devam ettiği, aidatlarını yatırıp yatırmadığı, hazirun cetvellerinde isminin ve imzasının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılmalıdır.Kabule göre de, davacının aylıklarından yapılan kesintiler ile gecikme zammı miktarı Kurumdan ayrıntılı sorularak davacıya da alacak miktarı açıklattırılıp, alacak talebi olduğuna göre usulüne uygun olarak harcı yatırtılarak, alacak istemi hakkında bir karar verilmemiş olması, ticari faaliyetinin 1.10.1999 tarihinden sonra bulunmadığının anlaşılması durumunda, kayıtlarını sildirmeyerek üzerine düşeni yerine getirmeyen davacının faiz talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmemiş bulunması da bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.