MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, Sosyal Güvenlik Destek priminden dolayı, davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine, yapılan kesintilerinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R Dava, davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile keseneklerin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten, 4447 sayılı yasanın 38. maddesi ile 1479 sayılı yasaya eklenen ek 20. maddede, yaşlılık aylığı bağlananlardan kendi adına ve hesabına çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesileceği hükmü öngörülmüştür.Dava konusu olayda, davacının diş protezciliği nedeniyle vergi yükümlülüğünün 13.01.1971 - 21.03.1983, 01.11.1994 - 21.11.1994, 07.09.1995 - 25.04.1996, 03.07.1996 - 30.06.1997 tarihleri arası, Esnaf ve Sanatkar Odası sicil kaydının 22.01.1985-28.02.2008 tarihleri arası, Esnaf ve Sanatkarlar Odası üyeliğinin 11.12.1972-15.04.2003 tarihine kadar devam ettiği, komşu işyeri sahibi olduğunu beyan eden tanıkların davacının 1988 yılında muayenehaneyi orada görev yapan doktora devredip çalışmayı bıraktığını beyan ettikleri, Kurumca davacıdan 31.12.2010 tarihi itibarı ile 3.740,00 TL Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisi yapıldığı görülmektedir. 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’nun 5. ve 119. maddeleri gereğince esnaf ve sanatkar sicili bağımsız çalışma yönünden yasal karine teşkil etmektedir. Diğer yandan 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Bu durumda, davacının kayıtlı olduğu odaya aidat ödeyip ödemediğini, oda seçimlerine katılıp katılmadığını, hazirun cetvellerinde isminin olup olmadığını, ticari faaliyetini bırakıp bırakmadığını ilgili kurum ve kuruluşlardan araştırmak, yapılacak emniyet araştırması ile de işyerinin bulunduğu yer çevresinden (davacı ile irtibata geçilmeden) davacının bağımız çalışmasına ne zaman son verdiği sorulmalı, davacının işlettiği tespit olunan diş protez muayenehanesini hangi tarihte kiraladığı, hangi tarihlerde elektrik su aboneliğinin bulunduğunu araştırmak, gerekirse resen tespit edilecek komşu işyeri tanıklarının beyanlarına başvurup, (veya beyanı alınan komşu işyeri tanıklarının kayıtlarını getirterek) vergi kaydının silinmiş olmasına karşın, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasını sürdürüp sürdürmediğini belirleyip bütün belge ve delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.