Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2010 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5479 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, kesilen yaşlılık aylığının tekrar bağlanması gerektiğinin tespitiyle, biriken aylıkların faiziyle tahsiline, 10.447,97-TL'nin tahsiline ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R Davacı vekili, davacının davalı şirkette 01/01/2005 tarihinden 31/07/2006 tarihine kadar çalıştığını, çalışmalarının SSK.ya bildirildiğini, kendisinin tahsis talebi neticesinde kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlandığını, yaşlılık aylığı almakta iken davalı kurum tarafından 2008 yılı Nisan ayı itibariyle aylığının kesilerek 03/04/2006 tarih, 014141 sayılı yazı ile davacıdan 10.447,97 TL.nin ödenmesinin istendiğini, bu işleminin kurum müfettişinin yaptığı inceleme neticesinde davacının davalı şirketteki çalışmalarının iptal edilmesinden kaynaklandığını, davacının sigortalılık iptali yapılan dönemde aralıksız olarak ve fiilen çalıştığını, davalı kurum işleminin yerinde bulunmadığını beyan ederek, davacının 01/01/2005-31/07/2006 tarihleri arasında davalı şirketteki hizmetlerinin ve sigortalılığının geçerli kılınmasına, davacının yaşlılık aylığının kesilmesine ve yine davacıdan 10.447,97 TL.nin tahsil edilmesine dair kurum işleminin iptaline, davacıya ödenmeyen yaşlılık aylıklarının ödenmediğini tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile davacının 01/01/2005-31/07/2006 tarihleri arasındaki davalı şirketteki hizmetlerinin iptaline yönelik Kurum işleminin iptali talebinin reddine, davalı kurumun, davacının yaşlılık aylığının kesilmesine ve davacıdan 10.447,97 TL nin tahsiline dair işleminin iptaline ve 2008 yılı Nisan ayından itibaren kesilen aylıkların ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalı Kurumdan tahsiline karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı şirketteki hizmet süresi de eklenmek suretiyle 01/09/2006 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, kurum yoklama memurları ve müfettişliği tarafından yapılan soruşturma ve inceleme neticesi davacının fiilen çalıştığı belirtilen davalı ...Tekstil adlı işyerinin 01/01/2005-31/07/2006 tarihleri arasında fiilen ve yasal olarak mevcut olmadığı, davalı kurumca fiilen ve yasal olarak mevcut olmayan şirketteki davacı hizmetlerinin ve yaşlılık aylığının iptal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar davacının 01/01/2005-31/07/2006 tarihleri arasındaki davalı şirketteki hizmetlerinin iptaline yönelik Kurum işleminin iptali talebinin reddine ve davacının toplam prim ödeme gün sayısının 5238 gün olduğu, kurumca iptal edilen 570 günlük geçersiz sürenin düşülmesinden sonra kalan 4668 günlük prim ödeme süresinin kaldığı, davacının tahsis talep tarihi olan 02/08/2006 tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasanın geçici 81.maddesi C fıkrasında belirtildiği gibi 23/05/2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanların istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanacağı, davalı kurumun 570 günlük hizmeti iptal etmesine rağmen davacının kalan süresinin 3600 günden fazla olup, 50 yaş şartını da yerine getirdiğinden 01/01/2006 tarihinden itibaren zaten emekliliğe hak kazandığı, davalı kurumun davacının yaşlılık aylığını kesmesinin yerinde olmadığına dair verilen karar yerinde ise de, kesilen aylıkların ödenme tarihlerinden itibaren yasal faizleri ile davacıya ödemesi gerektiğine dair verilen karar hatalı olmuştur. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 96.maddesidir.01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Yersiz ödemelerin geri alınması” başlıklı 96’ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü öngörülmüştür. Anılan Kanunun geçici maddelerinde, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğine işaret eden herhangi bir kural da bulunmadığından, sonuç olarak söz konusu 96’ncı madde düzenlemesinin, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklarına ilişkin süregelen uyuşmazlıklara uygulanması zorunludur. Somut olayda davacının 01/09/2006 tarihi itibariyle 506 Sayılı Yasa'nın geçici 81/A maddesi uyarınca 5000 gün prim ödeme koşulu gerçekleşmediğinden tam yaşlılık aylığına hak kazanamayacağı, tam yaşlılık aylığı yönünden yersiz ödemenin gerçekleştiği açık olmakla beraber davacının tahsis talep tarihi itibariyle 506 Sayılı Yasa'nın geçici 81/C fıkrası uyarınca kısmi yaşlılık aylığına hak kazandığından, Kurumdan alması gereken yaşlılık aylığı miktarı sorularak tam aylık üzerinden ödenen miktarla, kısmi yaşlılık aylığı üzerinden ödenmesi gereken miktar arasındaki farktan iade ile sorumlu olacağı gözetilerek bu konuda gerektiğinde bilirkişi vasıtasıyla hesap yaptırılmalı ve yersiz ödenen aylık miktarı saptanarak, 5510 sayılı Yasanın 96/a maddesi çerçevesinde iadeye karar verilmelidir.Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.