Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20087 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17166 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Alaşehir 1. Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTARİHİ: 14/12/2005NUMARASI: 2003/41-2005/601Davacı, davalı işveren nezdinde 1988-Temmuz ayından itibaren çalıştığı sürenin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan SSK Başkanlığı ve M.I. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Temyiz eden tarafın, temyiz dilekçesini verirken temyiz giderlerini de peşin olarak ödemesi gerekir(HUMK.’nın madde 434/III, c.1 ). Temyiz giderleri, temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliği( HUMK.nın 433/I) gideri ile dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi ve dosyanın Yargıtay’ca mahalline geri gönderilmesi için gerekli posta ücreti, Yargıtay’ın temyiz edilen kararı bozması halinde, mahkemenin tarafları kendiliğinden duruşmaya davet edebilmesi için gerekli giderler ve Yargıtay’ın kararının taraflara tebliği veya bildirilmesi için gerekli giderlerden oluşur (HUMK.’nun madde 442/A,III). Görüldüğü gibi mahkeme kararının taraflara tebliğine ilişkin giderler temyiz giderleri arasında değildir.Bu nedenle, davalı M.I.nun gıyabında verilen Mahkeme kararının ilanen tebliği için gereken masrafı verilen kesin mehile rağmen ödemediği gibi yasal olmayan gerekçeyle Davalı M.I.vekilinin süresi içinde yaptığı 21.12.2005 tarihli temyiz başvurusunu reddeden mahkeme kararı kaldırılmalı ve bu davalının esas hükme yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,3-Dava, davacının 1988 yılının 7.ayından 1.7.1998 tarihine kadar davalılara ait mermer atölyesi işyerinde hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istek, tanık sözlerine dayanılarak kabul edilmiştir. Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği, Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğidir. Davacının 1.4.1988-1.11.1988 tarihleri arasında 70 gün ve 1.8.1990-30.4.1991 tarihleri arasında 80 gün, 15.6.1994- 1.7.1998 tarihleri arasında 686 gün, 1.7.1998-28.2.2001 tarihleri arasında 780 gün, 1.11.2001-2202 yılının 3.dönemi arasında 232 gün davalılar Mustafa Işıkoğlu ve Muammer Işıkoğlu’na ait işyerinden hizmetleri bildirilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen, davalıya ait işyerinde çalışmaya 7.7.1996 tarihinde başlayan kısmi bordro tanığı H.Ö., davacının 1996-2000 yılları arasında çalıştığını belirtmiştir. Söz konusu tanığın 1996,1997,1998,1999 yılları dönem bordrosunda isminin yer alması nedeniyle davacının anılan dönem dışındaki çalışmaları konusunda bilgi sahibi olmadığı açıktır. Yukarıda belirtilen kısmi bordro tanığının dışındaki ifadeleri hükme dayanak alınan davacı tanıkları ise, davacı ile birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişi olmadığı gibi, komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kimselerden de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olaylara dayanmamakta, soyut düzeyde kalmaktadır. Kısmi bordro tanığı Akif Akkor’un beyanı ise çelişkilidir. Kısmi bordro tanığı H.Ö., davacının 7.7.1996-1.7.1998 tarihleri arasındaki dönemde çalıştığını doğruladığına göre, bu döneme ilişkin eksik bildirilen sürelerin tespiti yerindedir. Ancak davacının 7.7.1996-1.7.1998 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemiyle ilgili olarak yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzeni ile ilgili olduğu göz önünde tutularak, davacı ile aynı tarihte birlikte çalışan ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na verilen dönem bordrolarında kayıtlı diğer tanıklar belirlenerek, bu tanıkların bilgilerine başvurmak ve gerektiğinde davacının tesbitini istediği tarihlerde çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin, başka bir anlatımla, Bağ-Kur’da, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında kayıtları olan komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle mahkemenin davalı M.I. Vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin 21.2.2006 tarihli kararının kaldırılmasına, 14.12.2005 günü kararın 2 nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı M.I. 'na iadesine, 08.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.