Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19885 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 14778 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Çorum İş MahkemesiTARİHİ: 03/04/2007NUMARASI: 2007/14-2007/308Davacı 506 sayılı kanun gereği sigortalı olduğu dönemler dışlanarak 1.6.1997 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalyısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, mahkeme kararının dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, davacının ilk olarak Bağ-Kur’a 2926 sayılı Yasa kapsamında tescilinin yapıldığı 01.06.1997 tarihinden itibaren SSK’ na tabi çalışmaları dışında 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece davacının Bağ-Kur’a ilk tescilinin yapıldığı 01.06.1997 tarihinden itibaren SSK’lı çalışmaları dışında 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa'nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve Bağ-Kur'lu çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Yapılan incelemede davacının 01.06.1997 tarihinde 2926 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur’a kayıt ve tescilinin yapıldığı,bu tescilin davacının aynı tarihte 506 sayılı Kanuna tabi çalışması nedeniyle davalı Kurumca iptal edildiği,davacının 01.05.1997-20.11.1997 tarihleri arasında 121 gün,05.05.1998-31.10.1998 tarihleri arasında 140 gün ,27.05.2003 tarihleri arasında 49 gün 506 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı, davacının ziraat odası kaydının, kooperatif kaydının,taşınmaz kayıtlarının araştırılmadığı, ihtilaflı dönemde davacının tarımsal faaliyetinin olup,olmadığı konusunda zabıta araştırması yapılmadığı,bu konuda ilgili muhtarlıktan beyan alınmadığı görülmüştür.Somut olayda davacının ziraat odası kaydı, kooperatif kaydı ,taşınmaz kayıtları araştırılmadan, ihtilaflı dönemde davacının tarımsal faaliyetinin olup-olmadığı konusunda zabıta araştırması yapılmadan,bu konuda ilgili muhtarlıktan beyan alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Öte yandan Mahkemenin kabulüne göre davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının başlangıcının 01.05.1997-20.11.1997 tarihleri arasındaki kısa süreli SSK’lı çalışmasının sona erdiği tarihi izleyen 21.11.1997 tarihi olması gerektiği halde davacının 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 01.06.1997 tarihinde başlatılması doğru bulunmamıştır.Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.