Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19856 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16871 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, çalışma gücünün % 64'ünü kaybetmesi nedeniyle maluliyetinin tespitine, maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 10/11/2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile “Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenen raporda davacının meslekte kazanma gücünü %64 oranında kaybettiği tespit edildiğinden dolayı davacının malul sayılmasına ve davacıya Kurum'a başvuru tarihini takip eden ay başı itibariyle maluliyet aylığının bağlanması gerektiğinin tespitine” şeklinde karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacı sigortalının maluliyetinin başlangıç tarihinin tespit edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasa'nın 17/04/2008 tarihli ve 5754 sayılı Yasa'nın 15.maddesi ile değişik 27. maddesi “Malûllük aylığı; prim gün sayısı 9000 günden az olan sigortalılar için 9000 gün ??zerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için 9000 prim gün sayısı 7200 gün olarak uygulanır. Malûllük aylığı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış olanların;    a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini, b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların ise, malûliyetleri sebebiyle görevlerinden ayrıldıkları tarihi, takip eden ay başından itibaren başlar.” hükmünü içermektedir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; 28/12/1976 doğum tarihli olan davacıya ait hizmet cetvelinde davacı adına 15/11/1993-23/10/2009 tarihleri arasında 2312 gün hizmet bildiriminde bulunduğu, davacının 27/05/2009 tarihi ile 01/03/2010 tarihinde 10/11/2009 tarihli... Üniversitesi.... Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliği'nin sağlık kurul raporuna istinaden maluliyet tespiti taleplerinde bulunduğu, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 28/04/2010 tarihli raporunda; “sigortalının çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmemiş olduğundan malul sayılmayacağına karar verildiği”nin belirtildiği, yargılama esnasında alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ...Şube Müdürlüğü'nün 06/01/2012 tarihl raporu ile “davacının maluliyet oranının %63 olduğu”nun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu'nun 28/12/2012 tarihli raporu ile “davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücünün en az %64 ünü kaybetmiş olduğu”nun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurul'un 12/12/2013 tarihli raporu ile “... meslekte kazanma gücünün %64 ünü kaybettiği, beden çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmiş olduğu”nun belirtildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; Mahkemece hükme dayanak kılınan Adli Tıp Genel Kurulu raporunda davacının maluliyetinin başlangıç tarihinin açık ve net olarak gösterilmemiş olması isabetsizdir. Davacının ilk olarak malûl olduğu tarih Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu'nun 28/12/2012 raporu ile tespit edilmiş olmasına göre Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu rapor tarihinin maluliyet aylığının başlangıç tarihi olarak esas almak, gerek görülmesi halinde ise Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan davacının maluliyetinin başlangıç tarihi konusunda ek rapor almak suretiyle maluliyet başlangıcını şüpheden uzak şekilde belirlemek gerekir. Öte yandan dosya kapsamında davacının maluliyet aylığı tahsis talebine ilişkin olarak herhangi bir belge bulunmadığından dava tarihinin tahsis talebi olarak değerlendirdikten sonra 5510 sayılı Yasa'nın 27. maddesi hükümlerini de göz önünde bulundurarak davacının maluliyet aylığı tahsis talebine ilişin olarak bir sonuca gidilmesi gerekir iken Mahkemece yazılı şekilde karar tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, hatalı değerlendirme neticesi yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.