MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurum işleminin iptaliyle kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacıya bağlanan maaşı kesen Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir Davanın yasal dayanağını oluşturan ve 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinin son fıkrasında “ Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır” kuralı getirilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 29/05/2007 tarihinde boşandığı, vefat eden babasından dolayı davacıya ölüm aylığı bağlandığı, ihbar üzerine 22/04/2010 tarihli Kurum görevlilerince düzenlenen durum tespit raporunda, beyanda bulunan muhtar davacının boşandığını ancak birlikte yaşamaya devam ettiklerini beyan ettiği, yine ilgili raporun çevre araştırması bölümünde davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının belirtildiği, Kurumunda bu rapora dayanarak davacıya bağlanan ölüm aylığını iptal ettiği, 01/10/2008 tarihinden itibaren yapılan ödemeleri borç çıkardığı, kayıtlardaki adrese göre 2007-2014 yılları arası davacı ile boşandığı eşinin aynı adreste oldukları, tanık olarak dinlenen mahalle muhtarı Nisan/2015 tarihli beyanında, 3-5 yıl öncesine kadar davacının boşandığı eşiyle aynı adreste yaşadığını, boşandığı eşine sorduğunda torunlarını görmek için geldiği şeklinde kendisine beyanda bulunduğunu belirttiği, davacı tarafından gösterilen tanıkların ise davacının boşandıktan sonra ayrı yaşadığını ifade ettikleri anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacının 2007-2014 yılları arası boşandığı eşiyle aynı adreste birlikte oldukları hususu dikkate alınmadan, davacının oturduğu evin su, doğalgaz, elektrik, telefon ve internet gibi aboneliklerin kim adına kayıtlı olduğu ve bu aboneliklerin faturalarının kim tarafından ödendiği, eğer banka aracılığıyla otomatik ödeme varsa bu hesabın kim adına kayıtlı olduğu, oturulan ev apartman dairesi ise, apartman aidatlarının kim tarafından ödendiği, toplantılarına kimin katıldığı, yine oturulan ev kiralanmışsa kirayı kimin ödediği ve kiralayan şahsın araştırılıp bilgisine başvurmadan, davacının oturduğu adresin bağlı olduğu bölge/bölgeler yönünden ayrıntılı bir kolluk araştırması yaptırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucun davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.