Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19764 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3251 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Ankara 14. İş MahkemesiTARİHİ: 21/12/2006NUMARASI: 2003/243-2006/1110Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve özellikle davacı babanın SSK.'dan yaşlılık aylığı aldığının anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentler dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu bakımdan davanın niteliği göz önünde tutularak, öncelikle hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurum tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanmamış ise bu yön hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumu’na karşı dava açması için önel verilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıktır. Başka bir anlatımla, hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada 506 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda hak sahibine gelir bağlanmayacağı sonuçta da destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkına sahip olmayacağı ortadadır.Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinin belirlediği koşulların gerçekleşmesi ile ana ve babasına gelir bağlanmaktadır. 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile 506 Yasa'nın 24/1. maddesinde yapılan değişiklikten önce, ana ve babanın anılan gelirden yararlanabilmelerinin koşulu " ölen sigortalının sağlığında onların geçimini sağlamış olması" iken, anılan madde de yapılan 29.7.2003 tarihli 6.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemeyle sigortalının ana ve babasına gelir bağlanmasının koşulu " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa'ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan " biçiminde değiştirilmiştir. Bu tür yasaların yürürlüğe girmeleri ile birlikte derhal tesirini husule getireceği tartışmasızdır. Somut olayda, davacı babanın SSK.'dan yaşlılık aylığı alması nedeniyle ölen oğlundan iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması mümkün olmadığından mahkemece maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru ise de hak sahibi davacı anne hakkında yukarıda açıklanan doğrultuda inceleme ve araştırma yapılmadığı 29.07.2003 tarihinde kabul edilip, 06.08.2003 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 35. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin de dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; davacı anne D. Y.'ın sigortalı oğlunun iş kazası sonucu ölümü nedeniyle iş kazası sigorta kolundan ölüm aylığı bağlanması talebi davalı Kurumca D. Y.'ın geçiminin SSK.'dan emekli eşi tarafından karşılandığı gerekçesiyle reddedildiğinden, davacı D.Y.'a SSK. Başkanlığına karşı iş kazası sigorta kolundan ölüm aylığı bağlanması istemiyle dava açması için önel vermek, açılacak bu davayı bekletici mesele yaparak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine aykırı olarak maddi tazminat istemleri red olunan davacılar yararına 1.800,00 YTL. avukatlık ücretine hükmolunması, öte yandan kabul olunan manevi tazminat alacağı üzerinden davacılar yararına avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması da doğru görülmemiştir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 05.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.