Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1976 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 19543 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Kahramanmaraş İş MahkemesiTARİHİ: 15/07/2008NUMARASI: 2007/1128-2008/688Davacı, davalı işveren nezdinde l.5.2006 tarihinden itibaren çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 01.05.2006 tarihinden itibaren asgari ücretle davalı işverene ait besi çiftliği işyerinde geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, İş Kanunu madde 4/b uyarınca sözleşmeye göre hayvan bakıcısı olarak çalışmak için alınan davacının çiftliğe de göz kulak olmasının istisna olduğu,asıl işinin bekçilik olmadığı arasıra başka işlerle de uğraştığından sigortalı sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davacı adına işe giriş bildirgesi verilmediği,davalı işyerinin kanun kapsamında olmadığı,30.04.2006 tarihli iş anlaşmasına göre davacının besi çiftliğinde davalı emrinde çalışacağının belirtildiği, tanıklar Süleyman Koca ve Halit Demir’in beyanlarına göre de davacının davalı işyerinde hem bekçilik hem de besicilik yaptığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 3/I-A-d maddesine göre,tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde çalışanlar sigortalı sayılırlar. O halde davacı bekçilik yapması nedeniyle 506 sayılı Yasa’nın 3/I-A-d maddesi gereğince 506 sayılı Yasa kapsamındadır. Bu nedenle davacının çalışmalarının 506 sayılı Yasa'nın 79/10 maddesi gereğince ispat edilmesi halinde özel sektöre ait tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde çalıştığının kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, davacı davalı işverene ait tarım işyerinde tarım işlerinden sayılmayan işlerde çalıştığını ispat ederse bu çalışmaların sigortalı olarak değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, davacının davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen tesbitini istediği hizmetleri yönünden 506 sayılı Yasa'nın 79/10 maddesindeki koşullar araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.506 sayılı yasanın 79. maddesi hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği ve davalı işyerinin kanun kapsamına alınmadığı da gözetilerek ihtilaf konusu dönemde komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.