MAHKEMESİ: Ankara 18. İş MahkemesiTARİHİ: 08/02/2007NUMARASI: 2006/182-2007/130 Davacı, 3201 sayılı Yasa'dan yararlanarak borçlandığını ve emekli olduğunu sonra aylığının durdurulduğunu ve borçlanmanın da iptal edildiğini, kesildiği tarihten itibaren tam aylık bağlanmasına geri alınan 34.430,43 YTL.'nin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacının 3201 sayılı Yasa uyarınca yaptığı yurtdışı borçlanmasını iptal eden kurum işleminin iptalini, aylıklarının kesildiği tarihten itibaren bağlanarak faiziyle ödenmesini, geri alınan 34.430.437 TL.'nin faizi ile birlikte fazlası saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 YTL.'sinin kurumdan tahsilini talep etmiş, 30.10.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile 01.06.1992-06.03.2006 tarihleri arasındaki aylıklarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00 YTL.'lik kısmının ve 01.06.1992-23.07.1993 tarihleri arasında geri alınan aylıklarının da fazlası saklı kalmak üzere 500.00-YTL'lik kısmının kurumdan tahsilini istemiş, 11.01.2007 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile de bu defa davasını 38.612,00 YTL alacak olarak ıslah etmiştir.Mahkemece, davacının borçlanmasını iptal eden kurum işleminin iptali ile 01.06.1992 tarihinden itibaren tam aylık bağlanması gerektiğinin tesbitine ve 01.06.1992 tarihinden dava tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar ki aylıklar toplamı olan 19.411,88 YTL. ile faizi olan 20.200,23 YTL. ve davacının kuruma ödediği miktarın faizi olan 100,48 YTL. olmak üzere toplam 39.712,62 YTL.'nin davalı kurumdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar vermiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 1972-1984 tarihleri arasında Avusturya'da geçen 4099 günlük çalışmasını 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanmak üzere 12.05.1988 tarihinde kuruma müracaat ederek, borç miktarını 13.05.1988 tarihinde ödediği, 13.05.1988 tarihinde aylık talebinde bulunduğu, 3201 sayılı Yasa borçlanması, yurtiçi çalışmaları ve askerlik borçlanması toplamı olan 5107 gün ile 30 yıllık sigortalılık süresi üzerinden koşulları oluşturduğundan 506 sayılı Yasa'nın 60 A/c maddesi gereğince 01.06.1988 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı ancak yurtdışındaki çalışmalarının 30.11.1991 tarihine kadar devam ettiği gerekçesiyle Kurumun 14.10.1992 tarihli yazısı ile 3201 sayılı Yasa uyarınca kesin dönüş yapmadan borçlandığından borçlanması iptal edilerek, borçlanma miktarı olan 5.286,070 TL.'nin emanet hesaba alındığı, Türkiye-Avusturya Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre 01.06.1992 tarihinden itibaren bağlanan kısmi malullük aylığına ilişkin miktar fuzulen ödenen aylıklar toplamından mahsup edilerek 34.430,437 TL.'nin ödenmesinin davacıdan 23.11.1993 tarihli kurum yazısı ile istenildiği ancak ödemede bulunulmaması üzerine 06.01.1994 tarihinde Trabzon İş Mahkemesi'nde alacak davası açılarak 34.430,437 TL.'nin yasal faizi ile birlikte tahsilinin istenildiği, 16.06.1994 tarihinde 1994/395 sayılı karar ile davacı kurumun isteminin kabul edildiği ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve borç miktarının davacı tarafından taksitlerle ödendiği anlaşılmaktadır.3201 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde yer alan ve borçlanma için ön koşul olan yurda kesin dönüş şartı, Anayasa Mahkemesi'nin 12.12.2002 gün ve 2002/198 sayılı kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş, 4958 sayılı Yasa'nın 56. maddesi ile 29.07.2003 tarihinde kabul edilen düzenleme ile de borçlanabilme için yurtdışından kesin dönülmüş bulunma koşulu madde metninden çıkartılmış, borçlanma işlemi gerek yurtdışında iken, gerekse yurda dönüşten sonra mümkün hale getirilmiştir. Ancak borçlanma sonucu değerlendirilen sürelere istinaden aylık bağlanabilmesi için yurda kesin dönülmüş olması zorunludur.3201 sayılı Yasa'nın 6. maddesi uyarınca aylık tahsisi için kesin dönüşten başka, tahakkuk eden borcun tamamen ödenmesi ve borcun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması aranılmaktadır.Mahkemece, bu madde hükmü de dikkate alınarak o tarihte yürürlükte bulunan Yasa uyarınca iptal edilen borçlanma sonrasında, kurumun emanet hesabına alınan borçlanma miktarı olan 5.286,070 TL.'nin davacıya iade edilip edilmediği araştırılmamamıştır. İptal edilen borçlanma miktarı davacıya iade edilmiş ise ortada ödenmiş bir borçlanma bulunmadığına göre aylık bağlanması mümkün değildir. İptal edilmekle birlikte borçlanma miktari halen Kurumun emanet hesabında bulunuyor ise bu durumda borçlanma geçerli kabul edilmeli ve yurda kesin dönüş tarihini takip eden aybaşından aylık bağlanmalıdır. Mahkemece bu husus nazara alınmaksızın aylık bağlanmasına karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Öte yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesinde, aynı davada tarafların ancak bir kere ıslah hakkını kullanabilecekleri öngörülmüş bulunulmasına karşılık davacı tarafça aynı davada iki kere ıslah yapılmış bulunulması göz ardı edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi de doğru görülmemiştir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.