Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19331 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 20172 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İstanbul 8. İş MahkemesiTARİHİ: 22/06/2006NUMARASI: 2004/550-2006/490Davacı, davalı işveren nezdinde 1982-1985 tarihleri arası çalıştığının tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı davalı işveren yanında kuruma bildirimi yapılmayan 1982-1985 yılları arasında sigortalı çalışmalarının tesbiti ile 1.3.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın dosya içeriğine hizmet süresinin 1.1.1983-31.12.1985 tarihleri arasında bildirilen 720 gün ve bildirilmeyen 660 gün prim ödeme gün sayısının tesbiti ile 1.3.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine karar verilmişsede dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle varılan sonuç doğru değildir.Davacıya ait şahsi sicil dosyasının incelenmesinde ihtifaflı 1982-1985 dönemleri arasında davacı adına hiç bildirim yapılmadığı görülmüştür.Davacının yanında çalıştığını iddia ettiği davalı B.K. Nakliyat ve Ticaret Koollektif Şirketinin 7.3.1986 tarihinden itibaren feshedildiği ve bu fesihin 13.4.1986 tarihinde tescil edilerek 19.3.1986 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği İstanbul Ticaret Sicil memurluğunun 25.1.2005 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Davalı işveren şirket davacı M.B. ve diğer sigortalılar için 1980-1986 yılları dair 4 aylık bordro ve aylık bildirgeleri şirketin feshinden 9 yıl 3 ay sonra 21.6.1995 tarihinde davalı S.S.K. Kurumuna toplu olarak vermiş yapılan teftiş sonucunda işyerinin yıkılmış boş arazi durumunda olduğu ortakların 1986 yılında işyerini kapatarak terkettikleri işveren ortakların yapılan tebligatlara rağmen işyeri kayıtlarının ilgili sigorta müfettişine ibraz edilmediği bu nedenlerle 21.6.1995 tarihinde ibraz edilen bordroların işleme alınmadığı bildirilmiştir. Yine ihtilaflı dönemde davalı işveren tarafından davacıya ilişkin herhangi bir işe giriş bildirgeside düzenlenerek davalı kuruma verilmemiştir.Davanın yasal daynağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tesbit edilmeyen sigortalıların çalışmalarının geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde dava açmaları gerektiği belirtilmiştir. Aksi taktirde dava dinlenemez davanan hak düşürücü süreden reddi gerekir.Dairemizin 3.5.2004 tarihli bozma ilamında; davalı işveren tarafından davalı kuruma 20.03.1991 tarihinden itibaren çıkış bildirilmeden 1981/1.dönem için 190 günlük çalışmanın bildirildiği ve davacı için 1981 tarihinde işe giriş bildirgesi düzenlenerek kuruma verildiği bu nedenle hak düşürücü süre engelinin kalktığı belirtilmiş ise de bu tesbit maddi hataya dayalı olup bildirim davalı işveren tarafından değil 101421 işyeri sigorta sicil nolu dava dışı İ.Nakiyat ve Ticaret Ltd.Şti. tarafından verilmiştir. Bu şirketin işyeri adresi Emirler Sk. Ankara Han. K/1 Sirkeci iken davalı şirketin adresi -C Nakliyeciler Sitesi No :82 Topkapıdır. şahsi sicil dosaysının incelenmesindende davacı hakkında 21.3.1975 tarihinde T.Tah.Nakliyat Koll.Şti. ve 1.5.1980 ila 1.4.1981 tarihleri arasındada İ. Nakliyat ve Ticaret Ltd.Şti. tarafından işe giriş bildirgelerinin verildiği davalı 263852 işyeri sicil nolu işveren tarafından işe giriş bildirgesinin düzenlenmediği anlaşılmıştır. Bu halde dairemizin 5.4.2004 tarihli bozma ilam maddi hataya dayalıdır. Maddi hataya dayalı bozma ilamları karşı taraf lehine usuli müktesep hak oluşturmaz. Yasal süresi geçtikten ve davalı şirketin tasfiyesinden 9 yıl sonra düzenlenerek verilen ve davalı kurum tarafından işleme alınmayan dönem bordroları 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreyi kesen belge niteliğinde değildir. Anılan sebeplerle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.