Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19309 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 16008 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Nevşehir İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/12/2005NUMARASI: 2004/235-2005/345Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık İ.İ.K.'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir.Davacı şirket kendisine ait işlerinde ayrı bir tüzel kişiliğe sahip borçlu şirketin borcundan dolayı 10.12.2004 tarihinde yapılan haczi kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle varılan sonuç doğru değildir.İ.İ.K.'nun 8. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan haciz tutanağı içeriğinden, hacizde hazır olan mağaza müdürü M.Ç."Bir buçuk ay önce borçlu şirketin bizimle olan sözleşmesi bitmiştir." demek suretiyle istihkak iddiasında bulunduğu, 1.4.2005 tarihli muhafaza ve ilave hacizde hazır bulunan yeni müdür S.D.'ın ise görüşerek haciz anında ödeme güçlerinin olmadığı bildirerek borcun tamamına icra kefili olduğu haciz adresine davacı şirket sahibinin gelmesi üzerine İcra kefilliğinden vazgeçtiği görülmüştür.Davacı ve borçlu şirkete ait Ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde ise davacı 3. kişinin 3.8.1982 tarihinde, borçlunun ise 10.4.1995 tarihinde Yozgat'ta kurulduğu ortaklardan D.U. her iki şirkette ortak olduğu hatta davacı Y.Y. İhtiyaç Maddeleri Pazarlama ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 8.10.2003 tarihden itibaren borçlu şirketin ortağı olduğu açıkça ortadadır.Gerek haciz zaptı içeriğinden gerekse Ticaret Sicil kayıtlarında davacı 3. kişi ile borçlu şirketin içice geçmiş ticari faaliyeti ortak olarak yürüten organik bağ içerisinde bulunan şirketler olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Borçlu şirketin hissedarı olan davacı 3. kişinin tüzel kişilik ünvanından faydalanarak istihkak iddiasında bulunması danışıklı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yöneliktir.Danışığa dayalı istihkak iddiası dinlenemiyeceğinden davanın reddi yerine kabulu usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı (Alacaklıya) iadesine, 30.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.