Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19241 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24647 - Esas Yıl 2014
Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. İş MahkemesiTARİHİ : 24/09/2014NUMARASI : 2013/218-2014/389Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1975-1976 yıllarında çalışmış olduğu 314 günlük süresinin tespitiyle, emeklilik ikramiye karşılığının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 1975-1976 yılları arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen 314 günlük çalışmasının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının 01.01.1975-31.10.1976 tarihleri arasında Mülga T... Başmühendisliğinde 314 gün hizmetinin bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 331 sicil numaralı davalı T... Başmühendisliği unvanlı işyerinden 22.07.1975 ve 01.04.1976 tarihlerinde işe giriş bildirgeleri verildiği, davacının 331 sicil numaralı davalı işyerinden 22.07.1975-1976/3.dönem arasında toplam 309 gün hizmetinin bildirildiği, davacıya hitaben T....Müdürlüğü tarafından yazılan yazıda, davacının 1975 yılı Temmuz ayında 9 gün, Ağustos ayında 31 gün, Eylül ayında 31 gün, Kasım ayında 30 gün; 1976 yılı Nisan ayında 30 gün, Mayıs ayında 31 gün, haziran ayında 30 gün, Temmuz ayında 31 gün, Ağustos ayında 31 gün ve Eylül aylarında 30 gün çalışmasının olduğunu toplamda 314 gün çalışmasının geçtiğinin bildirildiği, kıdem tazminatına esas hizmet cetvelinde 01.10.1976-14.08.2013 tarihleri arasında geçtiğinin kabul edildiği, ancak yaşlılık aylığının 1975 ve 1976 yıllarındaki hizmetleri de dikkate alınarak hesap edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacının 331 sicil numaralı davalı işyerinde 1975-1976 yıllarında geçen çalışmalarının davalı Kuruma 309 gün olarak bildirildiği, davacı her ne kadar 314 gün çalıştığının tespitini istemiş ve T.... Müdürlüğü tarafından düzenlenen hizmet belgesinde toplam 314 gün çalıştığı belirtilmiş ise de bunun bazı ayların 31 gün olması sebebi ile fark yarattığı, bir ayın tamamında geçen çalışmanın 30 gün olarak kabul edilmesinin yasa gereği olduğu ve dolayısıyla davacının tespitini talep ettiği hizmetlerinin davalı Kuruma bildirildiği, davacının işbu davada hukuki yararının bulunmadığı göz önünde bulundurulmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.