MAHKEMESİ: Konya 2. İş MahkemesiTARİHİ: 25/12/2006NUMARASI: 1552-129Davacı, yaşlılık aylığının geç bağlanmasından dolayı hak kazanılan tarih ile ödeme tarihi arasındaki işlemiş faiz alacağının tahsiline verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı, yaşlılık aylığının davalı Kurumca geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağını istemiş mahkemece istemin kabulüne ilişkin karar Dairemizin 11.7.2006 tarihli ilamı ile faiz oranlarının uygulanmasında temerrüt tarihi ile son ödeme tarihi arasındaki sürede faiz oranları değiştiği halde temerrüt tarihindeki oran üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle faiz alacağının hesaplanmasında hata yapıldığı gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı veren mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınarak bu rapor doğrultusunda karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Davacı 29.8.2003 tarihinde yaşlılık aylığı tahsisi için müracaatta bulunmuş olup temerrüt tarihi tesbitinde 1479 sayılı Yasa'nın 65/1. maddesi gereğince 3 aylık ödeme süresi sonunda davalı Kurum 2003 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylıkları yönünden 29.11.2003 tarihinde temerrüde düştüğü halde bilirkişi raporunda bu aylar yönünden temerrüt süresinin 29.11.2003 tarihi yerine 28.12.2003 tarihinin alınması hatalı ise de davacı temyizi olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Karara esas alınan 14.11.2006 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtilmiş olmasına rağmen temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki sürede değişen faiz oranları dikkate alınmaksızın temerrüt tarihindeki faiz oranı esas alınarak tüm dönemi kapsayacak şekilde tek faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmış olması, ayrıca 28.12.2003 tarihinde yasal faiz oranı % 43 olduğu halde Eylül 2002 ayı yönünden %50, 28.6.2004 tarihinde yasal faiz oranı %38 olduğu halde %43 oranı alınarak hesaplama yapılması hatalı olup faiz alacağının hesabına ilişkin bilirkişi raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığı açıktır.Mahkemelerin birincil ve en önemli görevi kısa sürede adil ve doğru karara ulaşmasıdır. Bu bağlamda gereksiz zaman ve emek kaybını önlemek gerektiği açıktır. Somut olayda Dairemizin bozma ilamının iyi okunarak alınan bilirkişi raporunun bozma ilamına uygun düzenlenip düzenlenmediği denetlenmeden mahkemece sadece bilirkişi raporunun sonuç bölümü esas alınarak sonuca gidilmek suretiyle gereksiz zaman kaybına neden olunduğu görülmektedir. Mahkemece bu tür yanlış uygulamalara mahal verilmemesi konusunda azami özen gösterilmesi gerektiği dikkate alınarak belirtilen esaslar çerçevesinde yeniden bilirkişi raporu olarak çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemece bu maddi ve hukuku olgular dikkate alınmadan bozma kararı gereği yerine getirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.