Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19044 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15949 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: Şişli 1. İcra Hukuk MahkemesiTarihi : 27.07.2006No : 278-975Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı .......... plaka sayılı aracı borçludan noter sözleşmesiyle 6.12.2005 tarihinde satın aldığını borçlunun borcu dolayısıyla trafik kaydına 9.12.2005 tarihinde konulan haczin kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece 3. kişinin istihkak davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmişse de varılan sonuç doğru değildir.Haciz 3. kişinin yokluğunda yapılmış ise 3.kişi tarafından istihkak iddiasını İcra Dairesine bildirme (İİK. mad. 96/3) yada icra mahkemesine doğrudan dava açma süresi haczi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür.(İİK. mad. 97/9) 3.kişinin yapılan haczi bildirdiği tarihten önce öğrendiği konusunda kanıt yoksa haczi bildirdiği tarihte öğrenmiş sayılır. 3.kişinin haczi bildirdiği tarihten daha önce öğrendiğini isbat yönü alacaklıya aittir.Somut olayda dava konusu aracın fiili haczi yapılmamıştır.Mahkeme gerekçesinde belirtildiği gibi 01.02.2006 tarihinde aracın devir işlemleri için Ü. Trafik Tescil ve Büro Amirliğine giden davacı değil, davacının Ü. 7. Noterliğinin 30.01.2006 tarih ve 03234 yevmiye sayılı vekalet ile yetkilendirdiği A.Ü. adlı kişi olduğu Ü. İlçe Emniyet Müdürlüğünün 10.04.2006 tarihli yazısında açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda 1.2.2006 tarihinde trafik kaydındaki haczi öğrenen davacı değil, davacının yetkili kıldığı vekilidir.Vekilinin haczi öğrenmesi asilin istihkak dava açma süresinin başlamasına neden olmaz. Davacı dava dilekçesinde kendisinin tescil için 8.2.20006 tarihinde trafik müdürlüğüne müracat ettiğini iddia etmişlerdir. Aksi davalı alacaklı tarafından kanıtlanmadığından 14.2.2006 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken süre yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.Bu durumda yasal süresi içerisinde açılan davanın esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın süre yönünden reddi usul ve yasaya aykırıdır.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.