Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19040 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15892 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Adana 4. İcra MahkemesiTARİHİ: 24/05/2006NUMARASI: 2005/488-2006/283Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.Kişi) ile davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık İİK 96 ve devamı maddelerine ilişkin 3. kişinin istihkak davasıdır.Borçlu M.Ç. Hakkında K. İcra Müdürlüğünün 2005/420 sayılı takip dosyasında yapılan 25.5.2005 tarihli hacizle ilgili olarak davacı 3. kişi T.Ç.'un istihkak iddiası ve alacaklının itirazı üzerine İcra Müdürlüğünce İİK 97/1. maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi sonucu dosya kendisine verilen Kadirli İcra Mahkemesinin 2005/97 Esas ve 2005/95 Karar sayılı 15.7.2005 tarihli kararı ile takibin ertelenmesine karar verilmiş bu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesince onanmış, bu kararın davacıya tebliğ edilmesi üzerine eldeki istihkak davası açılmıştır.Mahkemece istihkak davasının esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken İcra Hakimliğinin yukarıda özetlenen kararında dava konusu malların davacıya ait olduğunun saptanması nedeniyle davacının dava açmakla hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle reddi doğru görülmemiştir.Gerçekten İİK'nun 97. maddesi uyarınca İcra Hakimliğince verilen karar davacı tarafından harç yatırılarak davalıya karşı açılmış yöntemine uygun bir istihkak davası sonucu verilen bir karar değildir. Haciz konusu mallarla ilğili takibin ertelenmesine ilişkin karar gerekçesinde ortada istihkak davası varmış gibi bu malların davacıya ait olduğunun açıklanması yanlış ise de bu açıklamaya rağmen verilen karar HUMK'un 237. maddesi anlamında taraflar açısından istihkak davasının özüne ilişkin bağlayıcı kesin hüküm olmadığı tartışmasız hukuki bir gerçektir.Bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek davanın esasının incelemesi yerine yazılı gerekçelerle reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.Bu nedenle, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.