Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19039 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15890 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Kuşadası İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/07/2006NUMARASI: 2004/277-2006/208Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin KABULÜNE karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık 3. kişinin İİK 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.Davacı 3. kişi borçlu Ş. LPG ve Petrol Ürünleri LTD. Şirketine ait ............ Plaka sayılı otoyu borçlu şirketten 2.8.2004 tarihinde noter sözleşmesiyle satın aldığını ileri sürerek aracın kaydına şirketin borcundan dolayı 7.8.2004 tarihinde konulan haczin kaldırılmasını ileri sürülerek istemiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişsede varılan sonuç doğru görülmemiştir.Davalı alacaklı tanığı A.Ç.'nun anlatımına göre aracı satın alan davacı 3. kişi E. aracı satan borçlu şirketin çalışanıdır. Borç 2.8.2004 vadeli çekten kaynaklanmaktadır. Borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı 5.8.2004 tarihinde alınmış şatış ise bundan 3 gün önce 2.8.2004 tarihinde yapılmıştır. Dosyadaki belgelerden davaya konu aracın 2. el şatış fiyatının 45.000.00 YTL olduğu buna karşın noter sözleşmesiyle davacı tarafından gerçek degerinin üzerinde 65.085,00-YTL'sına satın alınması hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca davacı 3. kişi şatış bedelinin 50.000.00 YTL'sinin A. K. Şubesinden A. A. M. K. Şubesine borçluya havele yoluyla ödendiği iddia edilmiş olmasına karşın Akbank'ın 12.1.2005 tarihli yazı cevabından böyle bir havaleye rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür. Tüm bu olgular ve araç üzerinde çok sayıda alacaklı tarafından haciz konulması dikkate alındığında satışın alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İİK 86/son maddesi uyarınca alacaklıların haklarını ihlal ettiği ölçüde bu şatış geçersizdir.Bu nedenlerle, davanın reddi gerekirken danışık olgusunun kanıtlanmadğı gerekcesiyle davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır.O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya (Alacaklıya) iadesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.