Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19005 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25633 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kütahya 1. İş MahkemesiTARİHİ : 10/11/2014NUMARASI : 2009/927-2014/1258 Davacı, 26.03.2008 - 26.10.2009 tarihleri arasındaki sigortalılığının kesintisiz olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 26.03.2008-26.10.2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalıya ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davacının davalıya ait 1035613 sigorta sicil sayılı işyerinden 29.04.2008-31.10.2008 tarihleri arasında toplam 107 gün sigortalı çalışmalarının bildirildiği, tespit istenen dönemde başka işyerinde çalışmasının olmadığı, bu dönemde davalı işyerinin kanun kapsamında olduğu, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, ibraname ve iş sözleşmelerindeki imza incelemesi sonucu davacının el ürünü olduğunun tespit edildiği, 14.10.2009 tarihli fatura içeriğine göre davalı işyerinde alemünyum doğrama ve cam kapı tadilatı yapıldığı, davalının söz ettiği tadilata ilişkin araştırma yapılmadığı, davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, bordro tanığı bulunmadığından, Kurumdan, Belediyeden sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların, olmadığı takdirde işverenlerin beyanlarına başvurmak ve tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, faturanın sadece aleminyum doğrama ve cam kapı olarak kesildiği gözetilerek söz konusu tadilat boyunca işyerinin faal olup olmadığının iş hanı yönetimi, Zabıta ve Belediye aracılığıyla araştırmak, tanıklara bu konuyu da sormak, yine söz konusu işyerinin şu anda çalışanı olup olmadığını işçi çalıştırmadan davalının faaliyetine devam edip edemeyeceğini araştırmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.