MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş MahkemesiTARİHİ : 18/05/2015NUMARASI : 2014/71-2015/252Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 01/04/1980-30/10/1980 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuştur” denilerek bozulmuştur. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 30/04/1980 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 01/04/1980 tarihinde davalıya A. H... S... Y.. ünvanlı 297801 sicil numaralı davalı işyerinde çalışmaya başladığı Kuruma bildirildiği, davacıya ait hizmet döküm cetvelinde davalı işyerinden yapılan hizmet bildiriminin bulunmadığı, dönem bordrolarının ve ücret bordrolarının olmadığı, işe giriş bildirgesinde bulunan imza ve fotoğraf üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, 25/04/1980 tarihli Sigortalı işe giriş bildirgesinde sigortalının imzası veya mühürü hanesinde atılı bulunan imzanın F.. S.. 'nin eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğunun ve 05/04/1980 tarihli bildirgede fotoğrafı bulunan şahsın F.. S.. olduğunun bildirildiği, bozmadan sonra Komşu işyeri tanıkları ile ilgili araştırma yapılmadığı, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı, davacı tanıklarının komşu işyeri çalışanı oldukları ancak çalışmalarının dava konusu dönemde olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, işe giriş bildirgesinin bulunması bir günlük çalışmanın karinesi ise de fiili çalışma olgusu ispatlanamamıştır. Bu tür davalarda eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Yapılacak iş, davacı adına işe giriş bildirgesinin verildiği 297801 sicil numaralı işyerinin dava konusu döneme ait dönem bordrolarını Kurumdan işyeri sicil numarasını belirterek getirtmek, söz konusu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının dava konusu dönemde 18 yaşından küçük olduğu anlaşıldığından bu dönemde çırak olarak çalışıp çalışmadığını ve çalışmasının niteliğini tespit etmek, işyerindeki faaliyetinin üretime yönelik olup olmadığını belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle, anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.