Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18848 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13296 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Hukuk ( İŞ)MahkemesiTARİHİ : 11/02/2014NUMARASI : 2011/154-2014/73Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, davacının 30.09.2007-30.06.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davacının çalışmasına ilişkin işyerinin kayıtlı çalışanları dinlenmeksizin, dinlenen bordro tanıkların davalı işyerinde çalıştığı süreler kurumdan sorulmaksızın karar verildiği ve böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, dinlenen bordro tanıklarının hizmet cetvellerini davalı kurumdan istemek, davacının tesbitini istediği döneme ait okulda çalışan idareci, öğretmen, hizmetli gibi personelin kayıtlarını İl Milli Eğitim Müdürlüğünden getirterek davacı ile aynı dönemlerde okulda çalışmış ve resmi kayıtlara geçmiş tanıkları, gerekli görüldüğü takdirde komşu işverenlerin bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip dinlenmek suretiyle davacının hangi tarihlerde çalıştığı, yaz tatili ve ara tatillerde çalışıp çalışmadığı, sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı ve çalışmasının tam gün mü kısmi süreli mi olduğu hususları açıklığa kavuşturulmak suretiyle davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Kabule göre de, tespitine karar verilen sürelerin hangi tarihler olduğunun belirtilmeyerek infaza elverişsiz hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.