MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2012/623-2014/723Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 250.858.74 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan Ş.. Ç.. vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/10/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan Ş.. Ç.. vekili Avukat Arif Şimşek geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi. Dava, davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümü iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davacı S.. Y.. için; 204.674,93 TL maddi-10.000,00TL manevi, davacı B.. Y.. için ise; 26.183,81 TL maddi-1.000,00TL manevi tazminatın dava tarihi olan 23.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu 25.12.2008 tarihli zararlandırıcı olaya dair Kurumun(SGK) iş kazası tahkikatının olmadığı ve bunun doğal neticesi olarak da davacılara iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır.İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın tahsiline ilişkin davalardır. Bu nedenle bu tür davalarda öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı ve giderek Kurum tarafından hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan bir gelir bağlanıp bağlanmadığı ortaya konulmalı, eğer bağlanmış bir gelir var ise haksız zenginleşmenin ve mükerrer ödemenin önüne geçmek için bunun ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmı hesaplanan tazminattan düşülmelidir.5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının(a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde bu sürenin iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği, 5510 sayılı Yasa’nın 20 nci maddesinde ise iş kazasına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olaya gelince; iş kazası olduğu iddia olunan 25.12.2008 tarihli olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf ise Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir. Tüm bu açıklamalardan sonra yargılamaya konu zararlandırıcı olay nedeniyle Kurumca yapılmış bir iş kazası tahkikatının bulunmadığının anlaşılmasına göre yapılacak iş; öncelikle 25.12.2008 tarihindeki zararlandırıcı olaya dair tahkikat yapılıp ve şartlarının oluşması halinde iş kazası sigorta kolundan hak sahiplerine gelir bağlanması için davacıların Kuruma(SGK) müracaatını sağlamak. Kurumun iş kazası tahkikatı neticesinde yargılama konusu olayın iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden dolayı işveren aleyhine “iş kazası tespit” davası açması için davacılara önel vererek tespit davasını işbu dava için bekletici sorun yapmak. Anılan olayın iş kazası olduğunun belirtilen usulle kesin olarak ortaya konulması sonrasında davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan bir gelir var ise bu gelirin ilk peşin sermaye değerlerini Kurumdan öğrenmek, akabinde güncel verilere göre davacıların maddi zararlarını yeniden hesaplatıp hesaplanan bu zarardan hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısımlarının düşülerek çıkacak sonuca göre tüm delilleri bir arada değerlendirip özellikle ilk kararı davacıların temyiz etmemesine göre davalı yan yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunu da gözeterek yeniden karar vermekten ibarettir.O halde davalı Ş.. Ç.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalılardan Ş.. Ç.. yararına takdir edilen 1.100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ş.. Ç..'a iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.