Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 188 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20431 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 03.05.1993 tarihi ile 01.10.2001 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının gerçek ücret üzerinden tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ihtilaflı dönemde davacı adına 20.01.1994 tarihinde ... ve ortakları adına tescilli ... sicil numaralı işyerinden, 27.01.1998 tarihinde de ... adına tescilli ... sicil numaralı işyerinden işe giriş bildirgelerinin verildiği ve buna bağlı olarak kısmi çalışmaların Kuruma bildirildiği, bazı aylara ait imzalı ücret bordrolarının olduğu, davacının çalışmalarının geçtiği ve davalı olarak gösterilen ... Kreş Ve Gündüz Bakımevinin 17.10.1991 – 20.10.1997 tarihleri arasında ... ve ... tarafından işletildiği anlaşılmaktadır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığından ve adi ortaklık sözleşmesi, yeni bir hukuki varlığa vücut vermediğinden, meydana gelen topluluğun bir bütün olarak medeni hakları kullanma yeteneği yoktur. Ortaklık dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığı gibi, ona karşı da, dava açılamaz. Ortaklığı ilgilendiren haklar ve borçlar bakımından bütün ortakların birlikte davacı ... davalı olarak katılmaları gerekir. Somut olayda; davacının çalışmalarının geçtiği ... ile ... ünvanlı işyerlerinin dava konusu dönemdeki tüm ortaklarının tespit edilerek bu adi ortaklıkların tüm ortaklarının ayrı ayrı taraf haline getirilmesi gerekirken, bu işlem yapılmadan davaya devam edildiği, davalı işyerlerine ait dönem bordrolarının getirtilmediği, imzalı ücret bordrolarının varlığına rağmen bu bordrolardaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığına dair bir araştırma yapılmadan bu dönemler yönünden de eksik sürelerin tamamlandığı, davacı tanıklarının dava konusu dönemde davacının çalıştığını belirtmelerine rağmen, davalı tanıklarının davacının çalışmasının bildirilenden ibaret olduğunu beyan ettikleri, buna rağmen resen tanık seçilerek tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, aynı işi yapan işyerlerinden ücret araştırmasının yapılmadığı, buna göre eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği görülmüştür.Yapılacak iş; davacının çalışmalarının geçtiği iddia olunan ... ile ... ünvanlı işyerlerinin dava konusu dönemdeki tüm ortaklarının tespit edilerek bu adi ortaklıkların tüm ortaklarının ayrı ayrı taraf haline getirilmesi için davacıya önel vermek, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların gösterdiği delilleri toplamak, ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirmek, temin edilen bordrolardan ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, muhtarlık ve zabıta marifetiyle davacının çalışmalarını bilebilecek nitelikteki kişileri araştırıp tespit etmek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalı işyeri ile aynı işi yapan işyerlerinden ücret araştırması yapmak, davalı işyerinden ihtilaflı döneme ilişkin imzalı ücret bordrolarının okunaklı hallerini temin etmek, ondan sonra bu imzalı ücret bordrolarındaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığını davacıya sormak, davacının imza inkârı halinde bu bordrodaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına dair imza incelemesi yaptırmak, imzanın davacının eli ürünü olması halinde bordroda yer alan süre kadar ve bordrolardaki ücret üzerinden, aksi halde tespit edilen duruma göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ... davalılardan ...'ne ve ...'ne iadesine 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.