MAHKEMESİ : Antalya 1. İş MahkemesiTARİHİ : 30/03/2015NUMARASI : 2015/6-2015/230Davacı, davalı kurum tarafından işleme konulan takip dosyaların ipatliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, ....Tur Gıda Teks. İnş. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’nin davalı Kurum'a borçlu olmadığının tespiti ile Kurumaca işleme konulan 2011/26193 ve 2011/26194 takip sayılı dosyaların iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı şirketin 04.04.2008 tarihinde tescil edildiği, şirket ortaklarının R. B.. K.. Ö.. ve A.. İ.. A... olduğu, şirket idaresine ilk on yıl için R... B... K.. Ö.., A.. İ.. A... şirket müdürü olarak seçildikleri, R.. B.. hisselerini 01.04.2011 tarihli sözleşme ile K.. Ö... ve A.. İ.. Ö.., K.. Ö... hisselerini 02.08.2011 tarihli sözleşme ile H...Ö..., H.. Ö... hisselerini 13.03.2013 tarihli sözleşme ile M.. S..A.. G.. Ö.. da hisselerini 13.03.2013 tarihli sözleşme ile H..S.. devrettiği, 01.08.2011 tarihinde Kemal Ö... ve A..İ.. A.. şirket müdürlüğünden istifa ederek ayrıldıkları, şirket müdürlüğüne 10 yıl süre için H.. Ö..seçildiği, şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 1153080 sicil numaralı işyerinde Kurum Kontrol Memurları tarafından yapılan denetim sonucunda tutulan 30.11.2011 tarih, 2011/EYT-270 sayılı Raporda; “işyerinde sigortasız çalıştırıldığı anlaşılan dahili davalılar ile ilgili işe giriş bildirgeleri ve dönem bordrolarının istenilmesi, verilmemesi halinde resen düzenlenmesi ve idari para cezası tahakkuk ettirilmesi gerektiğinin” belirtildiği, bu idari para cezasına ilişkin olan dava konusu ödeme emirlerinin 20.04.2012 tarihinde şirket yetkilisi sıfatıyla K.. Ö... tebliğ edildiği görülmüştür. 5510 sayılı Yasa’nın 88/16. maddesine göre “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” 6183 sayılı Yasa'nın 58/1. maddesine göre ise, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.”İdari para cezalarına ilişkin olarak 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesindeki düzenlemede “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.” denilmektedir.Bu düzenlemeler karşısında idari para cezalarının tahsili için davalı Kurumca 6183 sayılı Yasa gereğince çıkarılan ödeme emrinin iptali için açılacak davaların İş Mahkemesinde görüleceğinin kabulü gerekir.Uyuşmazlık, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği ve ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hususunda toplanmaktadır.Somut olayda, davacı şirket adına düzenlenen 2012/26193 ve 2012/26194 sayılı, 2011/2. dönemine ilişkin idari para cezasına ilişkin ödeme emirlerinin 20.04.2012 tarihinde şirket yetkilisi sıfatıyla K..Ö... tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tüzel kişilere tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddelerinde açıkça gösterilmiş bulunmaktadır. Buna göre, tüzel kişilere tebligat yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde, bu durum belirtilerek, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır.Davaya konu ödeme emirlerine ilişkin tebliğin, 01.08.2011 tarihinde davacı şirketteki müdürlük görevinden istifa eden ve bu şirketteki hisselerini 02.08.2011 tarihli sözleşme ile devreden bu nedenle şirket ile ilgisi olmayan Kemal Özkaymak’a 20.04.2012 tarihinde şirket yetkilisi sıfatıyla tebliğ edildiği, buna göre tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı şirket, inceleme yapılan dönemden önce işyerini devrettiğini, bu dönemde işyerinin davadışı İsmet Yıldız tarafından işletildiğini, buna göre davaya konu borçlar yönünden 3. kişi konumunda olduğunu iddia etmektedir. Asıl borçlu yönünden ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir. 3. şahıslar yönünden dava açma süresinin 7 gün ile sınırlandırılması asıl borçlu olmayan, örneğin Kurumun asıl borçlusu olan şirketin yöneticisi olmadığı halde hakkında ödeme emri gönderilen 3. şahısların her nasılsa dava açma süresini geçirmesi durumunda gerçekten sorumlu olmadıkları bir borcu ödemek zorunda kalmalarına neden olacak ağır sonuçların doğmasına yol açabilecektir. Gerek tebligatın usulsüz olması, gerekse de davacının davaya konu borç yönünden 3. kişi konumunda olduğunu iddia etmesi karşısında 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle Kurum alacağının kesinleştiği, ayrıca icra takibinden önce menfi tespit davasının açılmadığı gerekçesi ile red kararı verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu kabul ederek davanın esasına girmek, dava konusu ödeme emirlerinin içerdiği idari para cezasının davacı şirket ile ilgili olup olmadığı, Kanunda yazılı prosedürden geçirilerek kesinleştirilip kesinleştirilmediğini araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.