Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18730 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12519 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ankara 8. İş MahkemesiTARİHİ : 14/04/2015NUMARASI : 2014/330-2015/609Davacı, babasından alması gereken yetim aylıklarının hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine, Kurum tarafından yersiz olarak tahsil edilen 7.602.00.TL.'nin yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının Kuruma ödediği 7.600,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi istemine lişkindir.Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştirDavanın yasal dayanağını oluşturan ve 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinin son fıkrasında “ Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır” kuralı getirilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 08/08/1994 tarihinde evlendiği, 15/03/2002 tarihinde boşandığı, vefat eden babasından dolayı davacıya ölüm aylığı bağlandığı, davacının boşandığı eşinin 24/10/2002 tarihinde Almanya uyruklu bir kadınla evlendiği, Kuruma davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı şeklinde ihbar yapıldığı, ihbar üzerine Kurum tarafından inceleme başlatıldığı, inceleme sonucu düzenlenen raporda, beyanda bulunan muhtar ve komşular davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığını belirttikleri, Kurumunda bu rapora dayanarak ölüm aylığını iptal ettiği ve davacı adına borç çıkardığı, yine yargılama sırasında kolluk aracılığıyla yaptırılan araştırmada isim ve imza vermek istemeyen çevre sakinleri davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığını belirttikleri, davacı hakkında yapılan suç duyurusu sonucu yapılan ceza yargılamasında davacının suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat ettiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, mahkemece her ne kadar ceza davasındaki suçun unsurlarının oluşmadığı itibariyle verilmiş beraat kararına dayanılmış ise de, ceza davasındaki bu beraat kararı hukuk mahkemesi açısından kesin delil oluşturmaz. Öte yandan davacının boşandığı eşinin yabancı uyruklu bir kadınla evlenmiş olması da birlikte yaşamadıkları anlamına gelmemektedir. SGK kontrol memuru raporunda davacının birlikte yaşadığını belirten muhtar ve komşuların tespit edilip beyanlarının alınmadığı, davacının oturduğu evin telefon, elektrik, su ve dogal gaz vs. faturalarının kim adına kayıtlı olduğu ve bu faturaların kim tarafından ödendiği, banka aracılığıyla otomatik ödeme hesabından ödeniyorsa bu hesabın kimin adına kayıtlı olduğu hususlarının araştırılmadığı, yine davacının oturduğu evin kira olup olmadığı, kira ise kira bedelinin kim tarafından ödendiğinin araştırılmadığı, ayrıca davacının boşandığı eşinin, kayıtlarda gözüken adresinde oturup oturmadığını tespite yönelik olarak kolluk vasıtasıyla ayrıntılı bir çevre araştırmasının yaptırılmadığı dolayısıyla tüm bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucun davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.