Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18723 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 13391 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi : Sivas İş MahkemesiTarih : 16.04. 2007No : 473-225Davacı, 01.02.1986-26.04.2006 tarihleri arasında SSK.'ya tabi sigortalılık süresi ile çakışmayan tüm sürelerde 2926 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur tarım sigortalısı olduğunun tesbitene karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava nitelikçe, davacının 1.2.1986 ile 26.4.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa'ya tabi çalışmalar dışında 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiştirMahkemece davacının prim ödemesinin olmadığı, 2926 sayılı Yasa'nın 10.maddesindeki kurum ve kuruluşlarda kaydının bulunmadığı gibi İstanbul’da çalıştığından bahısle davanın reddine karar verilmişse de var??lan bu sonuç hatalı olmuştur.Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa'nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, talepte bulunulması, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda davacının 2926 sayılı Yasa'nın 10 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlardan bir bölümünde kaydının bulunmadığı doğrudur. Ancak davacının 31.01.1986 tarihli giriş bildirgesine göre muhtar beyanı esas alınarak 01.02.1986 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak resen tescil edildiği, Belediye’den gönderilen yazıda ise 1920 ve 1974 iktisap tarihli 65 dönümü aşkın arazisi bulunduğu, muhtar beyanı esas alınarak düzenlenen Jandarma tutanağına göre 1986-2006 tarihleri arasında İstanbul’da oturduğu, aynı muhtarın duruşmada tanık olarak alınan beyanında ise davacının kış aylarında İstanbul’a çalışmaya gittiği yılın diğer dönmelerinde kendi nam ve hesabına çiftçilik yaptığının bildirildiği, öte yandan 506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalı çalışmalarının kısa süreli olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece Jandarma araştırmasının dayandığı muhtar beyanı ile tanık olarak dinlenen aynı muhtarın beyanları arasında çelişki giderilmeden zabıta araştırmasına dayanılarak karar verildiği görülmüştür.Yapılacak iş; Belediyece bildirilen arazilerin zilyetliğinin hangi tarihten beri davacıya ait olduğunu ilgili kurum ve kuruluşlardan sormak, yeniden Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla araştırma yaptırılarak davacının uyuşmazlık konusu dönemde tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığını her türlü kuşkudan uzak olacak şekilde saptamak suretiyle sonuca gitmek gerekir Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.