Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18684 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20639 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 27. İş MahkemesiTARİHİ : 01/07/2014NUMARASI : 2013/158-2014/321Davacı, kesintisiz çalıştığı Ağustos 2004-31/10/2010 tarihleri arasındaki sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının davalı işverene ait 34 M 0913 plakalı Bahçelievler-Bakırköy minibüsünde 2004 yılı Ağustos ayından 1.11.2010 tarihine kadar çalıştığının tesbiti istemine ilişkindirMahkemece davanın reddine karar verilmiştirDavanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; denetim sonucu düzenlenen müfettiş raoruna istinaden davalı adına 34 M 0913 plakalı minibüs ile taşımacılık faaliyeti nedeniyle 1.11.2010 tarihinden itibaren 121918 sigora sicil nosu ile işyeri kaydı yapıldığı, kayıtları dosyada olmayan ve beyanlarına göre benzer işi yaptıklarını söyleyen tanıkların davacının çalışmasını doğruladıkları anlaşılmaktadır.Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.Yapılacak iş; davalı işyerine komşu olduğu zabıta marifetiyle tespit edilen, aynı hatta taşımacılık işi yapan işyerlerinde çalışan kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, aynı durakta uyuşmazlık döneminde şoförlük yapan veya araç sahibi olan kişiler zabıta marifeti ile araştırılıp belirlenerek, uyuşmazlık döneminin tümünde davacının davalıya ait minibüste çalışıp çalışmadığı , minibüsteki çalışma süreleri ve çalışma şekli hakkında beyanlarına başvurulmak, daha önce beyanı alınan tanıkların kayıtlarını getirtmek, uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına düzenlenmiş trafik ceza tutanakları olup olmadığını sormak varsa bu tutanakları getirmek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.