Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18652 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18211 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Gebze 2. İş MahkemesiTARİHİ : 21/07/2015NUMARASI : 2015/568-Davacı, davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerine alacak miktarı kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı, davalı işverene ait işyerinde çalışmakta iken geçirdiği iş kazası neticesi uğradığı maddi zararın tespiti ve 10.000 TL maddi, 30.000 TL manevi olmak üzere toplam 40.000 TL tazminata hükmedilmesi ile birlikte, davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerinde talep edilen tazminat miktarı kadar ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.Mahkemece tensip zaptıyla, belirsiz veya kısmi davada alacak belirlenene kadar ihtiyati haciz talep edilemeyeceği gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili temyiz etmiştir.Geçici hukuki koruma olarak, İcra ve İflas Kanununun 257 vd. maddelerinde göre; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallar??nı ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Somut olayda, olayın bir iş kazası olduğu ve haksız fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği tartışmasızdır. Uyuşmazlık, davacının kusur durumuna göre bu zararın ne kadarından davalınınsorumlu olacağı noktasındadır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekir.Davacı, HMK m. 107/1 uyarınca asgari bir miktar belirtmek suretiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Diğer taraftan, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş görüşü de bu doğrultudadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.