MAHKEMESİ : İzmir 9. İş MahkemesiTARİHİ : 07/07/2015NUMARASI : 2015/306-2015/293Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A RDava, davacı belediyeye, ödenmeyen tasarruf teşvik ve nema kesintileri nedeniyle davalı Kurum tarafından 6183 sk na göre gönderilen 5.855,37 TL tutarlı ödeme emrinin iptali talebine ilişkindirMahkemece, tasarrufu teşvik kesintilerinin ilgililerin iradeleri dışında idarenin kanun gücü kullanılarak yapılması, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olması gözetildiğinde, tasarruf kesintisi ve nemaların tahsili nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümünde idari yargının yetkili olduğu ve adli yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.Temyize konu uyuşmazlık, yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava dışı Abdullah ASAN’a ait olan ve davalı SGK’ya ödenmeyen tasarruf teşvik ve nema kesintilerinin gecikme zammı ile birlikte tahsili amacıyla davacı Belediye aleyhine 2015/24 sayılı dosyada icra takibi başlatıldığı, 6183 sayılı Kanuna göre düzenlenen 5.855,37 TL tutarlı ödeme emrinin, davacı belediyeye gönderildiği, eldeki davanın 03/07/2015 günü açıldığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar gerekçeli kararda atıf yapılan Yargıtay ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında, tasarruf kesintilerinin, ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapıldığı, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olduğu gözetildiğinde; tasarruf teşvik kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle, idareye karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, idari yargı yerinin görevli olduğuna hükmedilmişse de; bahse konu kararlarda, 3. kişilerin tasarrufu teşvik alacakları için iş mahkemesinde dava açılamayacağı, Hazine Müsteşarlığına karşı idari yargıya başvurulması gerektiği hükme bağlanmıştır. Somut olayda olduğu gibi, kendisinden tasarruf teşvik kesintisi yapılan bir çalışan değil de, davacı belediye gibi kendi çalışanlarından tasarruf teşvik kesintisi yapan idarelerin açtığı bu türden davaların belirtilen gerekçelerle idari yargıda görülmesi mümkün değildir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde, Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı iş mahkemelerinde dava açma hakkı 7 günlük hak düşürücü süre ile. sınırlandırılmıştırSomut olayda davacı belediye, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı açıktır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.