Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18582 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20226 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Sakarya 1. İş MahkemesiTARİHİ : 05/06/2014NUMARASI : 2013/1292-2014/642Davacı, 31/10/2007-03/12/2012 tarihleri arasında bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 2925 Sayili yasa kapsamında sigortalı olması nedeniyle 31.10.2007-03.12.2012 dönemindeki zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı yasanın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir. 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25.maddelerinde Bağ-Kur sigortalılığın başlangıç ve bitişinde vergi, meslek ve sicil kayıtlarının esas alınacağı, açıkça belirtilmiştir. Vergi kaydının sona ermesi davacının kendi nam ve hesabına çalışmasını sona erdirdiğinin tek başına açık delili değildir. 2925 sayılı Kanun'un 6.c maddesi; bu Kanuna göre sigortalı olanların sigortalılıklarının, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlamaları nedeniyle prim veya kesenek kesilmeye başladığı tarihten itibaren, sona ereceğini belirtmektedir. Dosya kapsamından davacının 01.01.1996 tarihinden itibaren 2925 sayılı Yasa kapsamında tarım sigortalısı olduğu, bu sigortalılığına ilişkin olarak prim ödediği, bu arada davacının kendi adına bağımsız çalışması nedeniyle 01.10.2008 tarihi itibarı ile 1479 Sayılı Yasa kapsamına alındığı, 31.10.2007 tarihinden itibaren vergi kaydının olduğu, Kurumca, vergi kaydı nedeniyle 2925 Sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı durdurularak 01.10.2008 tarihinden itibaren re'sen zorunlu Bağkur sigortalısı olarak kabul edildiği, anlaşılmıştır. Davacının 2925 Sayılı Kanun kapsamında tarım sigortalısı olduğu dönemde kendi adına bağımsız çalışmasının bulunduğu, Kurumca bu nedenle 01.10.2008 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamına alındığı, buna göre 2925 Sayılı Kanun 6.c maddesinde belirtilen fiili durumun gerçekleştiği açıktır. Ayrıca tanık ifadelerine göre davacının kendi adına tarımla uğraştığı oysa 2925 Sayılı yasa kapsamında sigortalı olması için tarım işçisi olarak süreksiz çalışması gerektiği ve 1479 sayılı Kanun kapsamında vergi kaydının olduğu ve buna dayalı zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmasına ilişkin Kurum işlemi yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuku olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.