Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 03/08/2009-18/07/2010 tarihleri arasında A.. K..'a ait Yemekcilik işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı davacının davalıya ait işyerinde 03.08.2009-18.07.2010 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı ve sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının dava konusu edilen dönem içinde yapılan hizmet bildiriminin bulunmadığı, dinlenen tanıkların davacının çalıştığı işyerinin A.. K..'a ait olduğunu söyledikleri, S Yemekçilik isimli işyerinin kira sözleşmesine göre T. Malzemeleri Tic Ltd Şti tarafından kiralandığı ancak kiralayan Ş.. E..'un beyanında işyerinin şirket yetkelesi olan A.. K.. ile G tarafından kiralandığını bildirdiği, Ticaret Sicil kayıtlarına göre T Malzemeleri Tic Ltd Şti'nin 28/12/1994 tarihinde tescil edildiği, şirketin 11/01/2007 tarihinde tescil edilen 29/12/2006 tarihli devir işlemi neticesinde ortaklarının Ş M ve G Y olduğu, 15/01/2007 tarihli karara ve 27/01/2009 tarihli karara göre G Y şirket müdürü olarak atandığı, nüfus kayıt örneğine göre A K , Ş M K 'ın kardeşi olduğu anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. ..../...Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davacının davalı A.. K..'a ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bahsi geçen S Yemekçilik isimli işyerinin adı geçen davalıya ait olup olmadığı belirlenmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davalı işveren A.. K.. adına işyeri kaydı olup olmadığını ve davacının çalıştığını iddia ettiği S Yemekçilik isimli işyerinin kime ait olduğunu Belediye, Vergi Dairesi gibi resmi Kurumlar vasıtasıyla araştırmak, gerçek işverenin kim olduğunu tespit etmek zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Kabule göre de; yargılama aşamasında davaya dahil edilmesine karar verilen ve dava dilekçesi tebliğ edilen T Malzemeleri Tic Ltd Şti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi hatalıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.